Antalya’nın bambaşka bir yönüne, çok az bilinen bir zenginliğine değineceğiz bugün. Kentin, ülkenin bütün zenginlikleri gibi bu da tehdit altında… Yağmalanıyor. Antalya, karstik yer yapısı nedeniyle Türkiye’nin en çok mağaraya sahip şehri. Bunun altını kalın uçlu bir kalemle çiziyoruz. Niye bu konuya girdik? TODOSK’un, Temuçin Aygen’i anmak için düzenlediği bir etkinlik nedeniyle girdik bu konuya. Temuçin Aygen kim? Türkiye’nin ilk mağara bilimcisi. 22 yıl önce öldü. TODOSK her yıl bir etkinlikle anıyor onu. Mağaracılık, kaya tırmanışı, trekking etkinlikleri yapılıyor. Bu yıl da Kocain Mağarası’na bir gezi düzenlediler.

AYGEN ANISINA GEZİ

TODOSK üyesi Serap Demirağ’ın izlenimlerini aktaralım. Biz de onun kaleminden öğrendik zaten bu etkinliği... “Kocain’de ‘dikit’ oluşumlarını inceledik. Yukarıdan damlayan suyun oluşturduğu şekillere sarkıt deniyor. Zemine damlayan sular da yukarıya doğru büyüyen dikitleri oluşturuyor. Damla su ziyan olmuyor; oluşuyor, oluşuyor... İnsan doğanın karşısında saygıyla eğiliyor. Onun ürettikleri karşısında, bizim ürettiklerimiz ne ki? O karanlık mağaranın içinde ne yaşamlar sürüyor. Paleolitik çağlardan beri mağaralarda yaşam da olmuş. Antalya’nın Karain Mağarası’nda kazılar yapılmış, mamut kemikleri bile bulunmuş”.

MAĞARA DUVARINDA YAZITLAR

Serap Demirağ, Kocain’de ise henüz kazı yapılmadığını söylüyor. Burada araya girmek zorundayım. Kocain’de de araştırmalar yapıldı. Hatta Karain eski Kazı Başkanı Harun Taşkıran’ın bu bölgede ciddi bir emeği var. Sadece Karain, Kocain değil, Öküzini filan gibi birçok mağarada arkeolojik araştırma ve kazılar yürüttü. Hazır araya girmişken, birkaç bilgi daha aktaralım: 2013 yılında Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ‘tabiat anıtı’ olarak tescillenen Kocain içerisinde Roma-Bizans dönemine ait yapılar ve Eski Helence 29 yazıt bulunuyor.

BİR TÜRLÜ ÖNLENMEYEN YAĞMA

Bu bilgi arasından sonra, Demirağ’ın gözlemlerine dönelim. “Hiç çöp yoktu” diyor Demirağ, “Seyyar tuvalet kurulmuş, tertemizdi. Mağaranın içinde sarnıç ve adak yazıtları var. Henüz diğerleri kazı yapılmadığından bilinmiyor diyeceğim ama defineciler pek çok yerde kazı yapmışlar”. Bu defineci yağması feci boyutlara ulaşmış durumda. Yaklaşık 37 bin metrekare taban alanı bulunan mağaranın her yerinde irili ufaklı çukurlar, ana kayaya açılan delikler, defineciler tarafından yakıldığı anlaşılan ateş kalıntıları dikkat çekiyor.