Covid -19 salgınıyla girilen grip mevsiminde yapılacak grip aşıları, bu yıl daha da önem kazandı. Sağlık Bakanlığı, bu yıl 1,5 milyon dozdan fazla satın alındığını duyururken, grip aşıları yalnızca 'e-nabız' uygulamasında riskli görülen kişilere reçeteyle yapılacak. Bu durum ise hekimleri ve vatandaşlar tedirgin etmeye başladı. Puanlama sisteminde diyabet hastaları, kronik kalp-akciğer hastaları, bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanan hastalar için dahi 'İnfluenza açısından 1'inci öncelikli yüksek risk grubunda değilsiniz' ibaresi çıkıyor. Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin ise bu durumun hekim endikasyonuna ve reçete bağımsızlığına müdahale olduğunu söylerken sağlıkta şiddet vakalarının artabileceğine dikkat çekti. TANIDA ZORLUKLAR OLACAK Grip aşısı konusunda yaşanacak sorunlarla alakalı Sağlık Bakanlığı'nı çok önceden uyardıklarını, Dünya Sağlık Örgütü'nün de aynı uyarılarda bulunduğunu söyleyen Başkan Şahin, 'Mevsimsel gribin ekim ve kasım gibi geleceğini, hatta bir kasırga olacağını demiştik. Hem korona hem infuenzanın etkisi birbirinin şiddetini arttırabilir. Tanıda zorluklar olur. Mutlaka aşı yapalım dedik. Türkiye'ye bu yıl grip aşısı az geldi. Eskiden 3 firma getiriyordu. Şimdi yalnızca bir firma aşı getiriyor. 1 buçuk milyon doz gelecek. Bu bile şüpheli' ifadelerine yer verdi. HEKİME MÜDAHALE Grip aşısına bütün dünyada talebin arttığını kaydeden Şahin, Sağlık Bakanlığı'nın uyarılara rağmen aşı konusunda gereken önlemlerin alınmadığını söyledi. Elde yeterli dozun olmamasını ama talebin olmasını çaresizlik olarak nitelendiren Şahin, 'Talebi nasıl karşılayacağım sorusunun cevabı kriterleri daraltmak oldu. Reçeteyi yazma yetkisini de risk gruplaması yaparak belirlediler. Bu şekilde sanki bunun önüne geçip, kriz yokmuş gibi davranıyorlar. Aslında bu hekimin endikasyonuna, reçete bağımsızlığına da müdahaledir. Şimdi vatandaşlarımız aile sağlığı merkezlerine gidiyor, bir bakıyor risk grubunda değil. Bu durumda hekim hastaya reçeteyi yazamıyor. Eczanede liste yaptırmışlardı. O da geçersiz. O aşıyı olması gereken bir hastaya sistem aşı vermezken bazen de hiç ummadığı hastalıkta olan birine olur veriyor' diyerek bunun bilime dayanmadığını söyledi. Aşının herkesin hakkı olduğunu hatırlatan Şahin, bilimsel ölçütlerin dışında bu konunun muhatabının Sağlık Bakanlığı olduğunu ekledi. Aşı yaptırtmanın kamusal hizmet olduğunu aktaran Şahin, 'Aşı birinci basamağın yaptığı koruyucu bir sağlık hizmetidir, devletin yükümlülüğündedir. Sağlık Bakanlığı bir an önce 'Panik yapmayın, aşı temini için elimden geleni yapacağım. Biz bütün riskli gruplarımızı aşılayacağız' güvencesini vatandaşa vermelidir. Yapılan uygulamalar sağlıkta şiddetin önünü açıyor' dedi. ÖZEL/Dilan ERAY