Ramazan Bayramı’nda şekerli tatlılar ve yemeklerde israfın arttığına dikkat çeken Manavoğlu, küçük porsiyonlar alarak ve doğru saklama yöntemleriyle israfın önlenebileceğini belirtti. Ayrıca, doğru alışveriş ve beslenme alışkanlıkları çocuklara aşılanmasının önemli olduğunu vurguladı.
BAYRAMDA TATLI İSRAFINA KARŞI UYARI
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Ali Manavoğlu, “Ramazan Bayramı, bir diğer adıyla Şeker Bayramı, tatlıların bolca tüketildiği bir dönemdir. Bayram ziyaretlerinde, akraba ve aile ziyaretlerinde istemesek de genellikle bir tatlı tabağı karşımıza çıkar. Özellikle şerbetli tatlılar ve diğer tatlılar, bu dönemde daha fazla tüketilir ve bazen israf söz konusu olabilir. Normal zamanlara göre tatlı tüketimi bu dönemde artar. Gıda israfını önlemek adına, porsiyonları küçük tutmaya özen göstermeli ve servis öncesinde tatlıları kabul etmek yerine, isteklerimize göre düzenlemeler yapmalıyız. İstediğimiz tatlıyı tercih etmek ve israfı engellemek için, ısrarcı olunmasına rağmen tatlıları almamak gerektiğini unutmamalıyız” dedi.
GIDA İSRAFINI ÖNLEMENİN YOLLARI NELERDİR?
Gıda israfının temel sebeplerinden birinin yanlış alışveriş alışkanlıkları olduğunu belirten Manavoğlu, “Gıda israfı, temelde alışveriş alışkanlıklarımıza dayanan bir sorundur. Maalesef, alışveriş yaparken bazı yanlış düzenlemeler yapıyoruz. Genellikle dolaplarımızı tıka basa doldurmak yerine, daha dengeli ve ihtiyaçlarımıza uygun alışveriş yapmalıyız. Bu şekilde dolaplarımızda gereksiz bir yoğunluk yaratmak, soğuk hava sirkülasyonunun sağlanamamasına ve gıdaların erken bozulmasına yol açar. Ayrıca, saklama yöntemlerine dikkat etmemiz çok önemlidir. Örneğin, yeşillikleri yıkayıp ıslak havlularla sararak saklamak, onları daha uzun süre taze tutmanın etkili bir yoludur. Ancak çoğu zaman, yeşillikleri poşetlere koyup ağızlarını kapatarak buzdolabına yerleştiriyoruz, bu da gıdaların hızla bozulmasına neden olur ve nihayetinde onları çöpe atmak zorunda kalırız. Alışverişimizi daha dikkatli planlamalı ve daha az miktarda, ihtiyacımız kadar alacak şekilde düzenlemeliyiz. Bu, gıda israfını azaltmanın önemli bir adımı olacaktır” diye konuştu.
‘GIDA GÜVENLİĞİ AÇISINDAN RİSK TAŞIYOR’
Yemeklerin tencerelere aşırı doldurulmasının da sağlıklı olmayan bir alışkanlık olduğunu ifade eden Manavoğlu, bu durumun mikrobiyel ve gıda güvenliği açısından risk taşıdığını belirtti. Manavoğlu, “Yemeklerimizi pişirirken tencereleri tıka basa doldurmak, hem sağlık açısından hem de gıdaların bozulma süreci açısından risklidir. Bu şekilde yemekleri pişirip soğutmak, özellikle mikrobiyel açıdan tehlikeler yaratabilir ve gıdaların hızla bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, yemeklerin tekrar ısıtılması da mikropların üremesine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, yemekleri pişirirken ihtiyacımız kadar porsiyon hazırlamak çok önemlidir” dedi.
‘ÇOCUKLARA DOĞRU ALIŞKANLIKLAR KAZANDIRILMALI’
Çocuklara doğru beslenme, alışveriş ve saklama alışkanlıklarının kazandırılmasının önemine değinen Manavoğlu şu ifadelere yer verdi; “Bu değerli alışkanlıkları çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren öğretmek çok önemli. İleride gıda israfının azaltılması, temelden gelen doğru eğitimle mümkün olacaktır. Çocuklar, çoğu şeyi büyüklerinden görerek öğrenir ve alışkanlık edinirler. Bu nedenle, onlara doğru beslenme, sağlıklı alışveriş yapma ve gıdaları doğru şekilde saklama yöntemlerini gösterdiğimizde, onlar da bu alışkanlıkları sürdürülebilir bir şekilde benimseyebilirler.
Porsiyonlamaya dikkat etmek de oldukça önemli. İnsan vücudu bir çöplük değildir, her şeyin fazlası zararlıdır. Yiyecekleri bozulmasın düşüncesiyle fazla fazla tüketmek, hem israfa yol açar hem de sağlık sorunlarına neden olabilir. Obezite, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi ciddi sağlık problemleri, aşırı yeme alışkanlıklarından kaynaklanabilir. Bu yüzden, doğru porsiyonlar hazırlayarak ve yediğimiz yemekleri ihtiyacımıza göre pişirerek hem israfı önlemiş oluruz hem de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemiş oluruz. Çocuklarımıza bu şekilde doğru örnekler sunarak, gelecekte daha sağlıklı bir toplum yaratmamız mümkün.”