Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Başkanı Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, son dönemde halk arasında 'sıvı diz protezi' diye bir tabirin hızla yayıldığını dile getirerek, "Şu an halk arasında en çok konuşulan, ortopedi uzmanına en çok sorulan sorulardan birisi, 'sıvı diz protezi' yapıyor musunuz? Böyle bir tabir asla doğru değil, diz protezi dediğimiz uygulama sadece ortopedistlerin yaptığı ve eklem içine sert materyaller ve implantlarla özel alaşımların diz içine yerleştirilmesiyle oluşan bir durumdur. Bu işlemin isminin kesinlikle sıvı diz protezi olmadığını söylemeliyiz, kesinlikle öyle bir şey yok" dedi.   

TOTBİD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, şu an halk arasında en çok konuşulan ve ortopedi uzmanına en çok sorulan sorulardan birisinin, 'sıvı diz protezi yapıyor musunuz' sorusu olduğunu belirtti. Böyle bir tabirin asla doğru olmadığını dile getiren Aktekin, "Sıvı diz protezi dediğimiz şey, diz içine uyguladığımız bir enjeksiyon türüne yanlış kullanılan bir isim. Halbuki bunun ismi diz içi enjeksiyon, yani diz içine yapılan, iğne ile yapılan hidrojel dediğimiz maddedir. Bu madde uygulanmasının sonuçları ile ilgili daha uzun süren bir sonuçları yok ama tedavide kullanılabilir bir alternatiftir. Sadece pek çok madde var diz içine uygulayabileceğimiz. Prp, kök hücre, iyonik asit, ozon gibi daha çok madde sayabiliriz. Ama buradaki önemli nokta protez kelimesinden biz rahatsız oluyoruz. Çünkü protez özellikle diz protezi dediğimiz şeyi uygulama sadece ortopedistlerin yaptığı ve eklem içine uyguladığı sert materyaller ve implantlar dediğimiz özel alaşımların diz içine yerleştirilmesiyle oluşan bir durumdur. Bu işlemin yapılıp yapılmaması değil ama isminin kesinlikle sıvı diz protezi olmadığını söylemeliyiz, kesinlikle öyle bir şey yok halkımızın bunu bilmesi gerekiyor" diye konuştu. 
 
  "Gençler için ileride sorun olacak gibi" 
  Cep telefonu ve mouselarda çok fazla kullanılan parmaklarda ilerde gelişebilecek sağlık sorunları hakkında da bilgiler veren Aktekin, akıllı cep telefonları sonrası özellikle başparmağı hareket ettiren tendonların aşırı kullanılması ile tendinitler oluşabildiğini belirterek, "Eklemlerde aynı hareketin fazla fazla yapılmasıyla o bölgedeki yumuşak dokuda hasarlar geliştirebiliyor. Bu hasarlar ciddi ağrılar ile sonuçlanabiliyor. Özellikle bu genç hastaların daha büyük sorunu, şu anda sorun olmasa da ilerleyen zamanda daha da büyük sorun olacak gibi gözüküyor. Artık cep telefonundan uzak durmamız mümkün değil. Telefonu elimizde tutup başparmakla işlem yapıyoruz ya öteki elle tutup diğer parmaklarla yapılabilir ama günlük pratikte hiçbirimiz bunu yapmıyoruz. Daha çok başparmakları kullanıyoruz bu yüzden başparmak problemleri daha çok olacak" ifadelerine yer verdi. 
 
  "Mahalle aralarındaki kırık çıkıkçıya gitme azaldı" 
  Ortopedi ve travmatoloji uzmanlarının daha çok kırık çıkıkçılardan şikayetçi olduğunu dile getiren Aktekin, "Bir travma sonrası bir sağlık merkezine ya da uzman hekime gitmek yerine mahalledeki birine gitmek gibi bir durum söz konusuydu. Son yıllarda azaldı ama hala var. Onların yanlış tedavisi sonrası uzuv kaybına kadar giden çok ciddi problemler gördük. Bel ağrısı ya da bel problemi gibi konuda hastanın doktor olmayan bir kişiye gitmesi pek çok açıdan sıkıntılıdır. Tedavinin bir defa niye yapıldığını bilmiyoruz, çünkü tanı koyulmadı hastaya, sadece bel ağrısı var. Bel ağrısının altında çok çok farklı şeyler yatabilir, fıtık olabilir, o bölgede tümör olabilir. Bunların hepsinin ortaya çıkarılıp muayene edilip tetkiklerinin yapılıp olayın ne olduğuna karar verip sonra tedavi yapılmalıdır. Halk arasında bu tedavilere yönelmek geri dönüşsüz problemlere yol açabilir, öncelikle kişinin bir hekime gidip olayın değerlendirilmesi önemli" açıklamasında bulundu. 
                                  

Kaynak: İHA