KÜLTÜR - SANAT

Bir caminin yeniden doğuşunun hikayesi

Korkuteli'nin derinliklerinde, zamanın kıyısında duran bir tanık Sultan Alaaddin Camii. Antalya'nın bu tarihi ilçesinde yüzyıllar boyunca izlerini koruyan bu muazzam yapı, güçlü bir ibadet mekanı, bir zamanlar yaşananları, duyguları ve özveriyi içinde barındıran bir hazine

Döneminin ihtişamını yansıtan taşlarıyla Korkuteli'nin ruhunu taşıyan Sultan Alaaddin Camii, zamanın tanığı olarak köklerini 700 yıl öncesine dayandırıyor. Antalya'nın sıcak havasının hissedildiği bu tarihi yapı, Merkez Mahallesi'nde huzurla bekliyor, sırlarını ve hikayelerini ziyaretçilerine fısıldıyor.

KARAMANOĞLU ALAADDİN BEY

Karamanoğlu Alaaddin Bey'in göz alıcı iradesi bu ihtişamlı yapıyı yaratmaya itti. Tabi kesin bilgiler bulunmuyor, araştırmalar sonucu bu kanıya varılmış. Kaynaklara göre yaklaşık 700 yıl önce, bu toprakların hakimi olarak, Sultan Alaaddin Camii'nin temellerini attı. Zamanın dalgalarına meydan okuyan bu yapı, o günlerin izlerini taşıyor; tarih kokan duvarları, hikayelerle dolu mihrabıyla geçmişe açılan bir kapı.

YANGIN VE YENİDEN DOĞUŞ

Tarih, bazen karanlık bir gökyüzü gibi çökebilir insanlığın üzerine. 1900’lü yılların başında çıkan yangın, Sultan Alaaddin Camii'nin tavanındaki toprakları yuttuğunda, ibadet mekanı karanlığa gömüldü. Ancak Korkuteli'nin inançlı sakinleri, umudu asla kaybetmedi. Küçük bir mescit, caminin ruhunu diri tuttu, duaların yankısını taşıdı bu topraklara.

YENİDEN PARILDAYAN TAŞLAR

2013 yılında başlayan ve beş yıl süren bir özveriyle, Sultan Alaaddin Camii'nin taşlarına yeniden hayat verildi. Restorasyonun her adımında, geçmişin izleri korunarak, geleceğe bir miras bırakıldı. Cami, tarihi boyunca yaşadığı her anı, her dokunuşu hala taşıyor; asaletiyle, direnişiyle.

Sultan Alaaddin Camii'nin en büyülü anı, belki de taç kapısında saklı. Yaklaşık 8 metre uzunluğundaki süslemeler, kabartmalar, taşınmaz bir hazine gibi, zenginlik ve estetiğin buluştuğu bir nokta. Restorasyon sürecinde, bu kapıya eski heybeti yeniden kazandırıldı, izler silinmeden korundu.

MURAD PAŞA'NIN İMZASI

Minare, caminin gurur dolu bakışlarından biri. Caminin kitabesindeki bilgilere göre Osmanlı Padişahlarından 1. Ahmed'in sadrazamı Murad Paşa'nın armağanı olan minare, gökyüzüne yükselen bir çağrı, bir davet. Kesme taşların inceliği, işçiliğin ustalığı, ziyaretçilere geçmişin büyüsünü sunuyor.

Sultan Alaaddin Camii, Korkuteli’nin göğsünde gururla duruyor, zamanın hikayelerini sessizce bekliyor. Köklerinden aldığı güçle, geleceğe uzanan bir el gibi, ziyaretçilerini selamlıyor. Binlerce yılın yükünü taşıyan bu yapı, asaletiyle, zarafetiyle, Korkuteli'nin eşsiz bir parçası olarak var olmaya devam ediyor.