Antalya Phaselis ve Konya Çatalköyük kazılarının başkanları görevden alındı. Phaselis’i artık Murat Arslan kazmayacak. Çatalhöyük de Ali Umut Türkcan’ın değil artık. Kamuoyu ise her iki kazı başkanının da niye alındığını bilmiyor. Antik kent kamunun, höyük kamunun, yani halkın, fakat halka bir satır açıklama bile yapılmıyor. Halkın malına birileri kazı başkanı atıyor, sonra onu görevden alıyor, muhtemelen başka birileri atanacak ama kamuoyunun hiçbir şeyden haberi olmayacak. Bu isimlerin niye görevden alındığını hiç birimiz bilmeyeceğiz. Sorsak yanıt alır mıyız? Soruyoruz ama alamıyoruz.

İHALEYLE BİLİM OLMAZ

Söylediklerine göre, kazı başkanları da niye görevden alındıklarını bilmiyor. Böyle söylüyorlar ama bence biliyorlar. Bilmemeleri mümkün değil. Phaselis’teki 3 müteahhit meselesini geçen Cuma yazdım. O işi aklımız pek almadı. Antik kentlerde yürütülen yapım faaliyetleri, restorasyon çalışmaları ihaleye çıkıyor, müteahhitlere veriliyor, tamam; ama arkeolojik kazı işi nasıl verilebilir ki? Arkeolojik kazılarda şu an kullanılan tekniklerin büyük çoğunun, bilimsel duruşun yüzyılı aşkın bir geçmişi var. Bu teknikler de, bilimsel çalışmalar da müteahhit eliyle, ihale mektubuyla yürütülemez.

ÇATALHÖYÜK İDDİALARI

Çatalhöyük’le ilgili de bir iddia geldi kulağımıza. Çatalhöyük’te şu an en eski kazı alanı ziyarete açık. Diğer kazı bölgesi uzun süredir ziyarete kapalı. Düzenleme yapıldıktan sonra yeniden ziyarete açılacağı söyleniyor. Bu ‘düzenleme’ mevzusu ilginç. Güya ihaleyi alan bir yüklenici firma, yani müteahhit var ve bu şirket ziyarete kapalı olan höyüğe beton yollar yapmak istiyor. Malum, beton dökmezsen para kazanamazsın. Dünyanın gözünün üstünde olduğu, arkeoloji camiasının odaklandığı bir alana beton? Kazı ekibi bu niyete güya yol vermemiş. Müteahhidin dediği olmadan, nasıl bilim yapılabilir ki? Müteahhitsin bilim olur mu? Söylendiğine göre, müteahhit firma, “Bana beton döktürmüyorlar? Höyüğe yol yapamıyorum. Para kazanamıyorum” diye Kültür Bakanlığı’na şikayet etmiş, Ali Umut Türkcan’a good bye!

HALKI TINMAYAN İKTİDAR

Peki gerekçe bunlar mı? Açıklama yoksa, bilgi yoksa, dedikodu vardır. Kamuoyunun, halkın, kendi toprağını kazan insanların akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olması gerekmiyor mu? Gerekiyor. Bu açıklamalar yapılıyor mu? Yapılmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan görevden alıyor, yerine bir süre sonra yeni atama yapıyor, fakat kamuoyunun zerre kadar bilgisi yok. O niye gitti, öteki niye geliyor; bilmiyoruz. Bilmeyince de tevatür muhtelif. Kelli felli insanları, devedişi gibi otoriteleri, toplumu dedikoducu haline getiren iktidar, aslında bütün gücünü bu kimseyi takmayan, halkı zerre önemsemeyen tavırlara borçlu… Halkı tınlayan yok; ama itibardan tasarruf olmaz.

Bakın böyle bir şey var

Yeraltı çöp konteynırı denildiğinde, sadece Antalya’da değil, bütün Türkiye’de Muratpaşa Belediyesi akla gelir. En azından biz öyle sanıyor, buna inanıyoruz. Fakat bu yeraltı konteynırları, çöp toplayıcılarının icraat alanı. Ellerinde ucu çengelli bir sopa, açıyorlar konteynırın kapağını, çöpleri etrafa yaya yaya eşeliyorlar. Kağıdı, metali, plastiği alıp, kalan çöpleri de olay yerinde bırakıp gidiyorlar. İstanbul’da Beyazıt, Gedikpaşa, Laleli çevresinde gördüğüm yeraltı konteynırları bu talana engel. Güzel ve son derece mantıklı, rantabl planlanmış. Çöp toplayıcıların bu konteynırlardaki atıkları ucu çengelli sopalarla tarumar etmesi, yağmalaması mümkün değil. İlgilisine duyurulur.
Whatsapp Image 2024 07 08 At 17.41.56