ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, TBMM’de görüşülen 2025 bütçesinin sermaye ve savunmaya yönelik hazırladığını söyleyen DEM Parti Muratpaşa İlçe Eş Başkanı Aziz Kalkan, yoksulluk sınırının altındaki maaşların toplumsal eşitsizliklere yol açtığını ifade ederek, “Bu bütçe, işçi ve emekçilerin değil, sermayenin çıkarları gözetilerek hazırlanmıştır. Düşük emekli maaşları, açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalan asgari ücretliler, işsizler, kadınlar ve gençlerin taleplerinin göz ardı edilmiştir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2025 yılı bütçe görüşmelerine bir tepki de DEM Parti'den geldi. Partililer, Muratpaşa Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasında hükümeti eleştirerek, bütçenin halkın değil sermayenin çıkarlarını gözetiğini ifade ederek duruma tepki gösterdi. Basın açıklamasını parti adına okuyan Muratpaşa İlçe Eş Başkanı Aziz Kalkan, gelir adaletsizliği ve toplumsal eşitsizliklerin arttığına ifade ederek, adil bir paylaşım talebinde bulundu. Kalkan sözlerine, “Ankara’da TBMM’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesi görüşülüyor. Yani 2025 yılında işçilere, emekçilere, emeklilere, işsizlere, kadınlara, gençlere, engellilere emeğiyle geçinmeye, yaşamaya çalışanlara bu ülkede ürettiğimiz bütün değerden ne kadar pay ayrılacağı konuşuluyor. AKP-MHP iktidarı 2025 Bütçesi’ni hazırlarken, ülke gelirlerinin nereye harcanacağına karar verirken 12 bin 500 lira alan emeklilerin, 17 bin 2 liraya mahkûm edilen asgari ücretlilerin, grev yapan işçilerin, işsizlerin, yoksulluğu daha derinden yaşayan kadınların, bugünü ve geleceği çalınan gençlerin, tarlasına gübre atamayan çiftçilerin, günü siftahsız kapatan esnafların taleplerine kulaklarını kapamıştır. 2025 Bütçesi yine sermayenin çıkarları için hazırlanmıştır. Bu bütçeyle sermayeden alınması gereken 3 trilyon liradan vazgeçiliyor. “Vergi Harcamaları” adı altında sermayeye peşkeş çekilen bu harcama kalemi 2025 Bütçesi’nin yüzde 20’sinden fazlasına denk geliyor. Yine faiz ödemeleri için 1 trilyon 950 milyar lira ayrılmış. Bu rakam bütçenin yüzde 13,2’sine denk geliyor. Bu demektir ki 2025 Bütçesi’nde kaynaklar faiz lobisine gidecektir” dedi.

'MİLYONLAR VATANDAŞ AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR'
Kalkan sözlerine, “İktidar sözcüleri her ağızlarını açtıklarında yüksek enflasyonun da, bütçe açığının da suçunu yaşam hakkına kastettiği işçiye emekçiye, asgari ücretliye, emekliye, çiftçiye, esnafa yüklüyor. Bizler çarşıda pazarda yaşadığımız yoksulluğu, alım gücümüzün günden güne nasıl düştüğünü yaşamaya, ayakta kalmaya çalışırken zaten biliyoruz. Ama bütçe rakamları da bunu net şekilde ortaya koyuyor. SGK'ye aktarılan kaynakların bütçeye oranı 2008'den bu yana uzun yıllar yüzde 15-20 aralığında iken 2024'te bu oranının yüzde 10’a düştü.  Dünyada emekliler için hükümet harcamalarının GSYH’ye oranı ortalama yüzde 7,9 iken Türkiye’de bu oran 4,3’tür. BİSAM tarafından hazırlanan Eylül 2024 dönemine ait Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması raporuna göre; açlık sınırı 20 bin 478 lira, yoksulluk sınırı 70 bin 835 liradır. En az 4 milyonu 12 bin 500 lira ile geçinen emeklilerin neredeyse tamamı açlık sınırının altıda yaşıyor. 17 bin 2 lira ile çalışan nüfusun en az yüzde 60’ı olan asgari ücretliler ve yakın ücret alanlar açlık sınırının altında yaşıyor. 6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. 17 milyon 114 bin 912 kişi, yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor. Engelliler için bütçede ayırılan pay sadece yüzde 1,20 düzeyinde.

AKP’nin iktidara geldiği ilk günden 2024 yılının Ekim ayına kadar en az 33 bin 992 işçi iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetti. Yani her gün ortalama en az 4 işçi hayatını kaybediyor.

Türkiye’de çalışma çağındaki nüfus 66 milyondur. Ama bunların yüzde 46’sı işgücüne dahil değildir. 21 milyonu kadın toplamda 30 milyonu aşkın kişi çalışma çağında olmasına rağmen işgücü kapsamında değil” şeklinde konuştu.

Foto-45

'ASGARİ ÜCRET YOKSULLUĞUN EN AZ YARISI OLSUN'
“Asgari ücret yoksulluk sınırının en az yarısı olacak şekilde belirlensin” diyen Kalkan taleplerini şöyle sıraladı: “İşsizliği önlemek için kamusal istihdam garantisi ve desteği sağlansın. İşsizlik Fonu’nu yalnızca işçiler ve işsizler yararına kullanılsın. Her türlü güvencesiz istihdama son verilsin, herkese güvenceli iş ve gelir güvencesi sağlansın

En düşük emekli maaşı en az yoksulluk sınırının yarısı düzeyine çıkartılsın. Emeklilere en az 25 bin lira bayram ikramiyesi verilsin. Tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 3 bin 600 ek gösterge hakkını derhal sağlansın. İş cinayetlerinde ölmek istemiyoruz. İşçi sağlığı ve güvenliği koşulları tavizsiz uygulansın. Kamusal hizmetlere erişimde ve tüm alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alınsın. Kadın istihdamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldıracak önlemler alınsın. Her mahalleye ücretsiz kreş açılsın. Tarlada, atölyede, evde kayıtsız çalışan kadınlara güvence ve eşdeğer işe eşit ücret sağlansın. Ev içi emeği görülmeyen kadınların sağlık ve emeklilik primleri bütçeden ödenerek emekli olmalarını sağlansın. Gençlere yönelik aktif istihdam politikalarını hayata geçirip, genç işsizliği ortadan kaldırılsın. Eğitim kamu kaynaklarıyla finanse edilsin ve ücretsiz olsun. Tüm engelli gruplarına şartsız olarak temel yurttaşlık geliri ödensin. Kamuda engelli istihdamı kotası yüzde 10’a yükseltilsin. Engellilerin tüm destek araç ve gereçlerini ücretsiz olarak karşılansın.

Küçük esnafın vergi, sigorta primi ve banka borçları faizsiz ve uzun vadeli olarak yapılandırılsın. 18 Yaşını geçmiş geliri olmayan/belli bir gelirin altındaki herkese insan onuruna yaraşır bir yaşam için temel gelir sağlansın. İhtiyaç sınırına kadar elektrik, su, doğalgaz, kömür ve internet ücretsiz olarak sağlansın.  Şehir içi toplu taşımayı ücretsiz olsun

Yoksul ailelerin okul giderleri kamu tarafından karşılansın. Yoksul ailelere kira desteği sağlansın. Sağlık hizmetleri herkes için nitelikli, erişilebilir, anadilinde ve tamamen ücretsiz sağlansın. Kamusal kaynaklarla bölgesel eşitsizlikler ortadan kaldırılsın” ifadelerine yer verdi.

'SERMAYE İMTİYAZINA SON VERİN'
“Büyük sermayeye uygulanan vergi muafiyeti, istisnası, indirimi ve vergi aflarına son verilsin” diyen Kalkan , “Bütçedeki vergi harcamaları kalemi kaldırılsın. Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılsın. Rantlar ve büyük servetler vergilendirilsin. Servete ve gelire göre artan oranlı bir vergi sistemi oluşturulsun. Yandaş derneklere, vakıflara yapılan ödemeler, durdurulsun. Halka ait kaynakların, israf ve şatafat için harcanmasına son verilsin. DEM Parti olarak bizler; kapitalizme, emek sömürüsüne, yolsuzluğa, talana, gelir dağılımındaki uçuruma, açlığa ve yoksulluğa karşı işçi ve emekçilerin insan onuruna yaraşır ekonomik ve sosyal koşullara sahip olması için mücadele ediyoruz. Asgari ücretin dört kişilik bir ailenin tüm ihtiyaçları gözetilerek yoksulluk sınırının en az yarısı olacak şekilde ve tümüyle vergiden muaf tutularak belirlenmesi ve emekli maaşlarının yoksulluk sınırının üzerinde olması için herkesin insan onuruna uygun şekilde yaşayabileceği bir iş ve gelire sahip olabilmesi için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ