ANTALYA Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, geçtiğimiz günlerde Kemer’de meydana gelen 4 gün süren yangınların yürekleri ağzına getirdiğini söylerken ormanların turizm açısından önemine değindi. Yavuz, “Ormanlar, doğa turizmin ana hammaddesidir. Kirlenmiş deniz, yanmış ormanlar, kurumuş gölleri, bozulmuş hava kalitesi, heder olmuş habitat sağlıklı bir turizm gelişimini mümkün kılmaz. Doğa ile turizmi birlikte yönetebilen kitle turizmine rağmen doğanın dengesini bozmayan, gelen turisti doğaya saygılı olmaya yönlendirebilen, çevreye ve doğaya dair farklı ve etkili projelerle tüketicinin karşısına çıkan ülkeler bu konuda öne çıkarlar” dedi.

recep yavuz foto
‘DOĞA İÇİN KAYNAKLARI DOĞRU KULLANMALIYIZ’
Turizmde kaynak kullanımının önemine vurgu yapan Yavuz, “Turizmin ekonomik ve sosyal katkısı ile dünyanın en önemli sektörlerinden biri olduğu şüphe götürmez. Hatta insanların çoğu için vazgeçilemez bir ihtiyaçtır. Ama sektörün zehirlenmeden, uzun yıllar var olabilmesi için kaynakların doğru kullanılması gerekir. Antalya örneğinden yola çıkalım; şehrimize yurt dışından gelen 15 milyon turist ile yılda yaklaşık 170 bin uçuş yapılıyor. 15 milyon turistin su ve enerji tüketimini bir düşünün? Nüfusun 5 katı bir tüketim söz konusu. Denize girenlerin suya bıraktıkları güneş kreminin denizdeki etkisinin bile doğaya zararı var. Yoğunluğun yarattığı atıkların kontrollü bir şekilde doğaya salıverilmesi bütün tatil ülkelerinin baş belası.  Hele bizim gibi kitle turizmi yapan ülkelerde kontrolü çok zor. Ancak bizim kaynaklarımızı doğru kullanarak bu süreci yönetebilecek donanımımız var. Yeter ki artık bu konuya biraz eğilelim” ifadelerini kullandı.

doğa
‘TURİZM DOĞA İLE BARIŞIK OLMALI’
Turizmin gelişmesi ve daha çok pay alınabilmesi için yatırımların yapılması gerektiğini söyleyen Yavuz; “Havalimanları, yollar, tesisler, limanlar, araçlar bu işin olmazsa olmazı” dedi. Yavuz, “Yatırımlar olmadan turistin gelmesini beklemek hayalcilik olur. Ama bütün bunları doğaya zarar vermeden yapmak mümkün. Sadece gelen turisti saymak, turizm gelirini hesaplamak yetmez, turist yoğunluğunun doğaya tahribatını takip etmek, ölçmek de kaçınılmaz olmuştur. Turizmin doğa ile uyumu kontrolden çıkınca halkın turizme bakışı değişip, konu turisti istememeye kadar gider. İki yıldır Mayorka, Venedik ve Dubrovnik’te bunun çok sert örneklerini yaşıyoruz. Bu işin tek yolu var, turizmle doğa barış içinde olacak, birbirine zarar vermeyecek, birinin mutluluğu diğerinin sonu olmayacak.  Dünya dördüncüsü olarak şampiyonlar ligine yükseldiğimiz turizmimizin sürdürülebilir olmasını istiyorsak, kitabı artık buradan okumak zorundayız” dedi. ÖZEL HABER/ÇİĞDEM KORKAN

Editör: Uğur Keskin