M.S. 53 yılı, Hispania'nın sıcak topraklarında, İtalica şehrinde doğan Marcus Ulpius Nerva Traianus, yani daha çok bilinen adıyla Trajan, Roma'nın altın döneminin simgesi olmaya yazgılıydı. Gençliğinde Roma ordusunda hızla yükselerek, imparatorluğun karmaşık sınırlarında iz bıraktı.
BİR İMPARATORUN SERÜVENİ
Trajan, Domitian ve Nerva ile birlikte savaşa katıldı, Roma'nın tahtında geçen yıllarda imparatorluğunun sınırlarını genişletti. Roma'nın ‘Beş İyi İmparatoru’ arasında kendine sağlam bir yer edindi. Ancak onun hayatının en dokunaklı anlarından biri seferinden dönüş yolunda, Selinus Antik Kenti'ne uğramasıyla şekillenecekti.
SELİNUS'UN BÜYÜLÜ DOKUSU
Selinus Antik Kenti, M.Ö. 6. yüzyıldan beri insanlık tarihine tanıklık eden, derin izler bırakan bir şehir oldu. Trajan, bu antik kente gelerek sadece geçmişi değil, kendi kaderini de değiştireceğinin farkında değildi.
TRAJAN'IN HASTALIĞI VE ÖLÜMÜ
Sarpedon’dan Keykubad’a Bir Zamanlar Antalya kitabındaki bilgilere göre Trajan'ın bedeni, Selinus'un eski sokaklarında dolaşırken bilinmeyen bir hastalığa yakalandı. Zaferlerle dolu geçmişi, burada kırılganlıkla karşılaşmıştı. Selinus'un taşları, imparatorun acı çektiği anları sessizce gözlemledi. 8 Ağustos 117'de, Roma İmparatoru, Selinus'un kucağında sonsuzluğa uğurlandı.
Belki de Selinus'un taşlarında, Trajan'ın ölümünden sonra hüzünlü bir melodi yankılandı. Trajan'ın külleri, bir cam kase içinde, sessizlikle bir gemiye yerleştirilerek Roma'ya doğru yola çıktı.
Bir zamanlar savaş alanlarında zaferler kazanan Trajan, Selinus'ta kendi kaderiyle yüzleşti. Antik kent, onun ölümsüz anısı oldu. Selinus'un toprakları, imparatorun hayatının son notasını çaldı ancak onun ruhu, bu eski kentte daima yaşayacak. Haber/Erendiz ÖZKURT
