1963 yılında Çorum’un topraklarında doğdu Alper Demirbaş. Gözleri, geleceğe dair umut dolu bir bakışla açıldı dünyaya. Yıllar geçtikçe o umut dolu bakışlarını, insanlığa adanmış bir yaşamla donattı.
Eğitim yıllarıyla başladı serüveni. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrencilik yılları, bilgiye olan susuzluğunu dindirdiği yıllar oldu. Tıp alanında edindiği bilgi ve tecrübeyi, insanlık için birer hizmete dönüştürmek için çabaladı durdu.
BİR DOKTOR, BİR İNSAN
Tıp, sadece bir meslek değildi onun için. O, bir doktor olarak sadece hastaların bedenlerine değil, ruhlarına da şifa dağıtmayı amaçladı. Her bir hasta, onun için birer insanın içinde saklı olan değerli birer hazineydi. O hazineyi bulmak, onarıp kucaklamak için çırpındı durdu.
Yolculuğunun en önemli dönemeçlerinden biri, organ nakli alanındaki çalışmalarıydı. Antalya’da başlayan hikaye ile Türkiye'deki organ nakli tarihine altın harflerle yazılan isimlerden biri oldu. Binlerce ameliyatla hayat kurtardı, umut dağıttı. Her nakledilen organ, bir mucizeye dönüşürken, onun elleri, bu mucizenin perçinlendiği eller oldu.
SİYASETE ADIM
Ancak yaşam, bazen beklenmedik dönemeçlerle doludur. Siyasete adım atma düşüncesi, onun için de bir dönemeç oldu. 2011 yılında CHP’den Antalya milletvekili aday adaylığı için başvuru yaptı. Ancak bir telefon görüşmesi, 1 yaşındaki hastası Civan'ın annesinden gelen bir ses, onu derinden etkiledi. O an, siyaset sahnesinden çekilmeye karar verdi. Çünkü o, hayatın asıl değerinin, bir çocuğun kahkahasında, bir annenin umut dolu bakışlarında saklı olduğunu düşünüyordu.
HAYATA VEDA
Yaşam, bazen acı bir ayrılıkla son bulur. Akciğer kanseri teşhisiyle verdiği mücadele ne yazık ki sonuçsuz kaldı. 1 Şubat’ta son nefesini verdiği an, bir yas perdesiyle örttü ülkeyi. Prof. Dr. Alper Demirbaş'ın ölümü, binlerce hayatı kurtaran bir kahramanın veda anıydı.
Çakırlar Mezarlığı'nda sonsuzluğa binlerce kişinin gözyaşları arasında uğurlandı Prof. Dr. Alper Demirbaş. Ancak o bıraktığı mirasıyla yaşamaya devam etti. Binlerce insanın hayatına dokunmuş, onları umutla doldurmuştu. Onun adı, organ nakliyle özdeşleşti. Her bir organ nakli, onun mirasını yaşatmaya devam ediyordu.