İbradı ilçesi, tarihin hikayelerini gizemle ördüğü, doğanın sırlarını özenle muhafaza eden cennetten bir köşe gibidir. Bu muazzam coğrafyada, geçmişin izleri ve doğanın büyüsü bir arada yaşar. Kestane ağaçlarının serüvenine kulak vermek için ise sokaklarında kaybolmak insanı büyüler.
İbradı mezarlığındaki yüzlerce yıl yaşayan kestane ağaçları, mezar taşlarının arasında rahatlatıcı bir varlık gibi görünür, dinginlik sunar. Zamanın akışını hatırlatan ve insan yaşamının ne kadar kırılgan olduğunu gösteren sessiz tanıklar olarak aralarında dimdik ayakta dururlar.
Ancak bu mezarlık içinde öne çıkan, bin yıldan uzun bir süre boyunca göğe yükselen ‘Arapastı Ağacı’dır. Bu yaşlı ağacın hikayesi, burada yaşanan hüzünlü olayların izlerini barındırır. 1861 yılında, yangınların vahşet saçtığı kara bir gün, bir köle olan Zeynep, efendisinin evini ateşe verdiğinde başlar tüm hikaye. Alevler hızla yayılırken köy halkının yüzleri dumanların içinde kaybolur. Dönemin kadısı, Arap kökenli Zeynep'i yangının baş sorumlusu ilan eder ve onu halkın gözü önünde idam etme kararı alır. Genç Zeynep'in cansız bedeni, ibret olsun diye Arapastı Ağacı'na asılır, halkın gözleri önünde sallanır. İşte o andan itibaren, bu anıtsal ağaca ‘Arapastı’ adı verilir.
Bin yıldan daha uzun bir süredir göğe yükselen bu yaşlı ağaç hala meyve verirken gelen ziyaretçileri büyülemeye devam eder ve bu hüzünlü olayın sessiz tanığı olur. İbradı'nın sembollerinden biri olarak bu bölgenin zengin tarihini ve doğasını keşfetmek isteyenlere kapılarını açar. İbradı'nın doğal ve tarihi mirası içinde yol alırken Arapastı Ağacı'nın gölgesinde hikayesini dinlemek, bu şehri daha iyi tanımamıza yardımcı olur. Haber/Erendiz ÖZKURT