İlçe belediyelerinin neredeyse tamamının ‘kültürel miras’ konusunda uzmanlaşmış bir masası, birimi, doğru düzgün çalışması yok. Muratpaşa Belediyesi’nin ‘Oldtown Festivali’ var. Nitelikli ve benzeri olmayan bir festival… Manavgat Belediyesi Side’de önemli bir proje yürütüyor. Finike Belediyesi’nin restore ettirdiği tarihi evler ve birkaç sokak var bildiğim. Fakat bahsettiğim bu değil. Gidin ilçedeki sit alanlarını, tarihi mekanları, antik kentleri sorun ilçe belediyelerine, sağlıklı bir yanıt alamazsınız.
YÖNETTİĞİ YERİ BİLMEYENLER
O bilgi ellerinde var aslında. Koruma Kurulu’ndan gelen evrak, mavi klasörlerin içinde uyuyor. Gelen yazıyı atmışlar klasöre. Bunları işleyip ‘bilgi’ haline, ‘veri’ haline getirmemişler. Demek ki kullanmıyorlar. Bu da Antalya’nın ilçelerindeki tarihi alanların, arkeolojik bölgelerin sahipsiz, kaderine terk edilmiş olduğunu gösteriyor zaten. İl Kültür Müdürlüğü de ilgilenmiyor, müze de uğraşmıyor, belediyeler ise tamamen kör ve sağır. Sorumlu olduğu ilçenin geçmişini, tarihini, birikimini, kültürel mirasını, varlığını bilmeyen başkanlar, meclis üyeleri, bürokratlar, memurlar, şunlar, bunlar tarafından yönetiliyoruz işte.
KLASÖRLERDE YATAN BİLGİLER
Örneğin Kepez’de 64 tane tescilli arkeolojik alan, kültür varlığı bulunuyor. Henüz tescil edilmemiş onlarcası daha vardır, onları bilmiyoruz. Tescil edilmiş bu 64 alanın 23 tanesi birinci derece arkeolojik sit alanı. 8 tanesi de üçüncü derece… Ayrıca 21 tane tescilli tarihi sarnıç, 5 tane kuyu var. 7 tane de ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı’ bulunuyor. Bu bilgiyi Kepez Belediyesi’ndeki herhangi bir amirden, memurdan pat diye alamazsınız. Çünkü bilmezler. Bu bilgileri, o mavi klasörlerde duran yüzlerce sayfalık evrakı bizzat tarayıp, kendimiz çıkardığımız için söylüyorum. Klasörlerde yatan kağıtlar böylece ‘bilgi’ haline geldi. Veriye dönüştü.
ANTALYA’NIN SORUMLUSU YOK
Kepez’i örnek olarak verdik; diğer belediyeler de bundan farklı değil. Tablo aşağı yukarı aynı yani… Hazır Kepez’e gelmişken, mevzu da kültürel mirastan açılmışken, Odabaşı Mahallesi’nde bulunan, yöre halkınca ‘Çaylak Kale’ diye anılan yerde biraz mola verip çevremize bakalım. MS 6-7. yüzyıla tarihlendirilen bir Bizans dönemi yerleşimi burası. Antalya’nın bütün tarihi alanları, arkeolojik varlığı, kültürel mirası gibi burası da yağmalanıyor. Talancıların, hırsızların açtığı çukurlar sürekli artıyor. Yerleşimin çevresi köstebek yuvası haline gelmiş durumda. Her yer gibi, buranın da sahibi yok. Koruma Kurulu uyuyor, müze uyuyor, belediye zaten bilmiyor.