KÜLTÜR - SANAT

Isparta’nın ismi nereden geliyor?

Güller diyarı olarak bilinen Isparta’nın adının nereden geldiğini biliyor musunuz? Tarihi ve doğal güzellikleriyle büyüleyici olan bu şehir hakkında birçok kişinin merak ettiği konuyu sizler için araştırdık. İşte detaylar…

Isparta, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı ve önemli bir yerleşim merkezi oldu. Bir zamanlar, Paleolitik Dönem'in derinliklerinde, avcı-toplayıcıların izleriyle doluydu toprakları. M.Ö. 2000’lerde, Luvi ve Arzava toplulukları bu bereketli topraklarda yerleşti fakat zamanla Hititler, bölgeye göz dikti. Savaşlar ve çatışmalarla dolu yıllar geçse de kalıcı bir egemenlik kuramadılar. M.Ö. 1200'lerde Ege Göç Kavimleri Anadolu'ya akın etti. Bu topluluklar, sadece toprakları değil, Arzava'nın siyasi varlığını da silip süpürdü. Frigler, M.Ö. 8. yüzyılda güç kazanarak Lidya Devleti'ne zemin hazırladı ama uzun süre bölgeyi kontrol edemediler. Nihayet M.Ö. 546’da, Persler bölgenin efendisi oldu ve bu egemenlik M.Ö. 334’e kadar sürdü.

Sonra Büyük İskender geldi. Büyük İskender döneminde, bölgede yer alan Minassos şehri, Hellenistik dönemin parlayan yıldızı haline geldi. İskender'in ölümüyle, Isparta, Bergama Krallığı’nın ardından Seleukosların ve en sonunda Romalıların yönetimine girdi. Roma döneminde, Bayat, Uluborlu, Yalvaç gibi önemli yerleşimler gelişti. Bu dönemde Isparta, sadece bir yerleşim değil, aynı zamanda bir din merkezi haline geldi. Orta Çağ’ın karanlık günlerinde, Isparta, Bizans ile İslam devletleri arasındaki savaşların merkezi oldu. 774 yılında Abbasiler, kente güçlü bir orduyla saldırdı ancak Bizans, kısa süre içinde şehri yeniden aldı. 1204 yılında Selçuklular, Isparta’yı fethederek yeni bir sayfa açtı. Bu dönemde Ulu Cami inşa edildi. 1300 yılında Hamitoğulları, Isparta’nın yöneticisi oldu. Ünlü seyyah İbn Batuta, bu şehri zengin çarşıları ve sayısız akarsuyu olan bir cennet olarak tanımladı. Isparta bölgesi 1374 yılında Osmanlılarla yapılan bir antlaşma gereğince Eğirdir, Karaağaç, Beyşehir, Seydişehir ve Yalvaç ile birlikte 80 bin altın karşılığında Osmanlı devletine verildi. Isparta, Osmanlı topraklarına katıldığında, sancağın merkezi haline geldi ve zamanla büyük bir imar faaliyeti yaşandı.

Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Isparta’nın önemi daha da arttı. Şehir, birçok mahalleye ve zengin bir sosyal hayata sahipti. 1568’de, mahalle sayısı 23’e ulaştı ancak 17. yüzyılın sonlarında, asayiş sorunları ve isyanlarla sarsıldı. Bu olaylar, Isparta’nın ekonomik yapısını olumsuz etkiledi fakat Kuyucu Murad Paşa’nın müdahalesiyle şehir yeniden toparlanmaya başladı. Isparta, 18. yüzyılın sonlarına doğru, Hamid Paşa’nın gayretleriyle yeni tesislere kavuştu. 1919-1923 yılları arasında Milli Mücadele döneminde Isparta, yörede söz konusu olan yabancı işgallerinden en az etkilenen illerden biri oldu. İhtilaf devletlerinden olan İtalyanların nüfusuna bırakılan Isparta, çok büyük bir direniş gösterdi ve İtalyanların işgaline boyun eğmedi. Cumhuriyet döneminde ise Isparta, sanayileşme ve modernleşme süreciyle önemli bir dönüşüm geçirdi. Gül tarımı ve halıcılığı ile tanınan şehir, bu zenginlikleriyle hem iç piyasada hem de dış ticarette adından söz ettirmeye başladı.

PEKİ, ISPARTA İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Isparta'nın adı, kökeni ve anlamı konusunda kesin bir bilgi olmasa da pek çok teori ve araştırma bulunuyor. Böcüzade Süleyman Sami ‘Isparta Tarihi’ adlı eserinde, Isparta adının Pisidia'nın Baris şehri ile bağlantılı olduğu öne sürüyor. Baris adı, Sanskritçe ‘su’ anlamına gelen ‘Vari’ kelimesiyle ilişkilendiriliyor. Bu kelimenin başına ‘Is’ eklenerek ‘Isparita’ haline geldiği, zamanla yanlış bir biçimde ‘Isparta’ olarak kullanıldığı düşünülüyor.

Bir diğer görüş, Isparta adının ‘Baride’ kelimesinden türediği yönünde. Çeşitli kaynaklarda bu kelimenin Hititçe ya da Lidya dilinden geldiği, Yunan göçmenlerin Anadolu'ya yerleştiklerinde ‘Barida’ adına ‘Eis’ takısını ekleyerek ‘Isbarida’ şeklinde değiştirdikleri ifade ediliyor.

Arap kaynaklarında ise Isparta, ‘Sabarta’ olarak geçiyor. Bu adın, MÖ VIII. yüzyılda Karadeniz’in kuzeyinden güneye sürülen İskitler tarafından verilen bir isimle bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Hititler buraya bereket anlamına gelen ‘Baris’ adını verdi. Romalılar bölgeyi ele geçirdiklerinde bu ismi kendi dillerine uyarlayarak ‘Sbarita’ olarak değiştirdi. Kent, Türkler tarafından fethedildikten sonra ‘Isparta’ adını aldı.