BATI Torosların zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki ilçesinin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlçe, Antalya merkeze 155 km uzaklıktadır. Eski adı Marla olan ilçe Roma, Selçuklu ve Osmanlı devletlerine ev sahipliği yapmıştır. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle çeşitli kültürel unsurları bünyesinde barındıran ilçede, bölgenin kültürel mirasını deşifre eden çok kıymetli bir müze bulunmaktadır. Akseki bölgesine ait kültürel, arkeolojik ve yerel değerlerin korunması amacıyla oluşturulan Akseki Etnografya Müzesi, bölgede bulunan Elagöz Konağı’nda sergilenmektedir. Akseki’nin geleneksel mimari anlayışını yansıtan ‘Düğmeli Evler’in en seçkin örneklerinden biri olma özelliğine sahip olan konak, yerli ve yabancı turistler tarafından büyük bir ilgi ile ziyaretçi akınına uğramaktadır.

akseki foto 1-1

5 BİN MATERYAL SERGİLENİYOR
Türkiye’nin en büyük etnografya müzelerinden biri olan Akseki Etnografya Müzesi koleksiyonunda 5 binden fazla materyal sergileniyor. İlçenin köklü tarihini gözler önüne seren müzeyi gezerken ahşap oyma tavan ve kapılar, silahlar, tarım aletleri, el dokuması kumaşlar, mutfak gereçleri, müzik aletleri gibi yörenin sanatsal ve mimari anlayışını yansıtan eserleri görmek mümkün.

akseki foto 2-1

Müze, Akseki Belediyesi’nin girişimleriyle turizme kazandırılmış. Akseki Belediyesi tarafından 2011-2013 yılları arasına restore edilen ve 2016’da Akseki Belediyesi Akseki Etnografya Müzesi’ne dönüştürülen yapıdaki eserlerin büyük bölümü, Akseki halkının bağışlarıyla bir araya getirilmiş. Akseki bölgesinin yerel, kültürel ve arkeolojik değerlerinin korunması ve tanıtılmasının amaçlandığı müze, kurulduğu tarihten itibaren milyonlarca yerli ve yabancı turisti bulunduğu topraklara çekmeyi başarmış önemli müzeler arasında.

akseki foto 2-1

ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLMÜŞ
İçerisinden Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği, düğmeli evlerin ortasında yer alan müze, Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen Müze Özendirme yarışmasında 2017 yılında ödüle layık görülmüş.

Müze olarak restore edilmiş konağın yapısını inceleyecek olursak, konağın zemin katında yer alan iki kanatlı ahşap kapıdan taşlık mekanına giriliyor. Taşlık mekanı müzenin giriş, karşılama ve tanıtım bölümü olarak ziyaretçilerin müzede ilk adım attığı yer olma özelliği taşıyor. Bunun yanı sıra Konağın ara kat bodrumunda, depo olarak kullanılan küçük oda, eşkıya baskınları sırasında genç kızların ve değerli eşyaların saklandığı sığınma odası kullanılmış. Bu odadaki eserler, Akseki’nin yakın tarihinde yaşanan acı olayları ve mekanın kullanımını tiyatral bir anlatımla sunuyor. Müzenin bu bölümünde bu tür olaylara karşı empati kurularak farkındalık yaratılması için, sembolik bir sergileme yolu seçilmiş.

SON FOOTKonağın asıl yaşam alanı olan birinci katı, orta sofalı, haç planlı ve köşe odaların orta sofaya açıldığı merkezi plan şemasına sahip. Odalardaki tavan, kapı ve yüklük detayları ahşabın kendi rengini sergilerken orta sofadaki sekizgen biçimli tavan, restorasyon uygulamaları sırasında sonradan konulmuş, modern ve gelenekselin harmanlanmış bir uygulaması olarak düzenlenmiş. Ziyaretçilerine, Akseki’nin köklü geçmişini barındıran bu eserlerdeki yaşanmışlığın izlerine tanıklık etmeyi sağlayan müze, Akseki’nin kültürel değerlerinin en başında gelen unsurları arasında yer alıyor. HABER/BUSE ER

Editör: Uğur Keskin