Korkuteli ilçesi, Antalya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olmasıyla bilinir. Bölge tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasından dolayı Antalya’nın tarihi açıdan önemli ilçelerinden biri olma özelliğine sahiptir. Kaynaklarda eski adı İsinda olarak geçen ilçenin tarihi, Pisidyalılar dönemine kadar uzanmaktadır. Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlı gibi birçok medeniyetin izlerinin görüldüğü ilçede, Romalılar Dönemi’nden kalma Keşiş Evi, Selçuklular Dönemi’nden kalma Sultan Alaaddin Camii ve hamam kalıntıları, Hamitoğullarından kalma Taş Medrese ilçenin ne kadar köklü bir tarihe sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Bunun yanında nerdeyse ilçenin sembolü haline gelmiş, ziyaretçilerine tarihin tozlu sayfalarında kaybolma olanağı sağlayan eşşiz bir antik kent bulunmaktadır. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan ve kendine hayran bırakan o büyülü kenti siz ziyaret ettiniz mi? İşte o büyülü kentin tüm detayları…
Termessos Antik Kenti
Termessos Antik Kenti, Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerinden biridir. Döneminin dağ kentlerindendir. Bölgede bulunan kaplıcaları sayesinde Milli Park sınırları içine dahil edilmiştir. Termessos, Akdeniz Bölgesinde Antalya ili sınırları içinde yer alıyor. Ören yeri, Termessos Güllük Milli Parkı içinde bulunuyor. Antalya-Korkuteli karayolunun 24. Kilometresinden sola dönüldüğünde Güllük Dağındaki ören yerine ulaşılıyor.
Antik kentin kalıntıları, Antalya-Korkuteli karayolu üzerindeki Yenicekahve yakınında bulunan Hellenistik Devir suru ile başlıyor.
Termessos Antik Kenti, Pisidia Bölgesi'nin ’Milyas’ olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün ‘Güllük’ adını taşıyan Solymos Dağı’nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym’ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Termessos’un adı tarihi kayıtlarda ilk olarak MÖ 333’te Büyük İskender’in şehri kuşatmasıyla geçiyor. Büyük İskender, Termessoslularla başa çıkamayınca şehri fethetmekten vazgeçmiş.
Antik kent çok sayıda tapınağa ve çok geniş mezarlık alanlarına sahip. Zengin mezar çeşitliliği ve bezemeler bulunuyor. Antik kent aşağı şehir ve yukarı şehir (Akropol) olarak iki kısma ayrılıyor. Kentin en önemli kalıntıları arasında şehir surları, kuleler, kral yolu, Hadrian kapısı, gymnasium, agora, tiyatro, odeon, mezarlar, kemerler ve drenaj sistemi yer alıyor. Çok sayıda tapınağa ve çok geniş mezarlık alanına sahip olan antik kentte zengin mezar çeşitliliği ve savaşçılığı betimleyen kalkan motifli lahitler dikkat çekiyor. Buraya ulaşmak için dik ve dar bir yoldan geçmek gerekiyor. Buraya ulaşmak biraz zahmetli olsa da mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir antik kent. Ayrıca burada en son Roma uygarlığının yaşadığı da bilinenler arasında.