KAPADOKYA, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir masalsı bir dünya. Nevşehir şehir merkezi ile Kapadokya'nın turistik bölgeleri arasındaki mesafe ise yaklaşık 30 kilometre civarında. Kapadokya, her köşesinde hem doğanın hem de tarihin derin izlerini taşıyan, benzersiz bir bölge. Bu bölgeye adım attığınız anda, sanki bir masal dünyasına adım atıyormuşsunuz hissi uyanıyor. Yumuşacık tüf kayalarından oluşan peri bacalarının arasında yürürken geçmişin binlerce yıllık izlerine tanıklık ediyorsunuz.
Bölgenin tarihi, M.Ö. 3000'lere kadar uzanıyor ve ilk insan yerleşimlerinin Paleolitik Çağ'a dayandığı biliniyor. Asurlular, Hititler, Frigyalılar, Persler, Romalılar ve 1072'den sonra Türk Boyları gibi pek çok medeniyet, Kapadokya'ya ev sahipliği yaptı. Bu da bölgenin ne kadar köklü ve derin bir tarihe sahip olduğunu gösteriyor.
HAYAL GÜCÜNÜZÜ SERBEST BIRAKIN
Kapadokya’yı keşfe başlarken ilk durağım Devrent Vadisi oldu. Bu vadi, ‘Hayal Vadisi’ olarak da biliniyor ve tam anlamıyla ismini hak ediyor. Peri bacaları burada adeta hayal gücünün sınırlarını zorluyor; deve şekli, kediler, hatta insan figürleri bile bu doğa harikalarında şekil almış. Yürürken her bir kaya parçasında farklı bir form, farklı bir anlam görmek mümkün. Gözlerinizin kamaşacağı kadar güzel olan bu bölge, hem fotoğrafçılar hem de doğaseverler için gerçek bir cennet.
TARİHİN İÇİNDE BİR YOLCULUK
Göreme Açık Hava Müzesi, Kapadokya'nın en önemli kültürel miraslarından biri ve burayı gezmek gerçekten büyüleyici. İçerisindeki kayalara oyulmuş manastırları ve kiliseleri görmek, bir zamanlar burada yaşamış rahiplerin, keşişlerin izlerini takip etmek adeta bir tarih yolculuğu. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar uzanan bir dönemi kapsayan bu açık hava müzesi, her adımda farklı bir hikaye sunuyor.
YERALTINDAKİ GİZEMLİ DÜNYA
Bölgedeki bir diğer ilginç keşif noktam ise Kaymaklı Yeraltı Şehri oldu. Yerin metrelerce altına inerek tarihin derinliklerine adım atmak insanı gerçekten etkiliyor. Kaymaklı, 5000 kişinin yaşamasına olanak sağlayacak kadar geniş ve bu devasa yeraltı yapıları, geçmişte olası düşman saldırılarından korunmak amacıyla inşa edildi. Bu şehirde kaybolmamak için ok işaretlerini takip etmek önemli ama kaybolmak da bir tür keşif gibi hissediliyor. Her köşe başında bir başka gizem sizi bekliyor.
KAPADOKYA’NIN ZİRVESİ
Uçhisar Kalesi, Kapadokya'nın en yüksek noktalarından birine konmuş olan ve bölgenin her köşesini görme fırsatı sun¬an muazzam bir yer. Kaleye tırmanırken her basamağı tırmanmak bir ödül gibi; zirveye ulaşınca karşılaştığınız manzara ise tüm yorgunluğu alıyor. Bu noktadan, peri bacalarının, Göreme’nin, hatta Uzunçarşı ve diğer köylerin müthiş panoramik manzaralarını izleyebilirsiniz.
SESSİZLİK VE HUZURUN ADASI
Rahipler Vadisi olarak bilinen Paşabağı, belki de Kapadokya'nın en huzurlu yerlerinden biri. Peri bacaları burada bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Sessiz, sakin ve rüzgarın sesiyle buluşan bu bölge, özellikle gün batımında inanılmaz bir görüntüye sahne oluyor. Peri bacalarının arasında yürürken adeta tarihin derinliklerine, doğanın yaratıcı gücüne doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
AŞKIN SÖZLERİ KAYALARA KAZINMIŞ
Kapadokya'daki bir diğer büyüleyici alan ise Aşk Vadisi. Hem ismiyle hem de görüntüsüyle kalpleri ısıtıyor. Üzüm bağları arasından yürüyerek farklı şekillerdeki peri bacalarını görüyorsunuz. Burası, adeta aşkı ve huzuru barındıran bir vadi. Ayrıca, trekking yapabileceğiniz, doğanın derinliklerine dalabileceğiniz bu vadi, doğaseverler için oldukça ideal.
GÖKYÜZÜNE YOLCULUK
Tabii ki Kapadokya'nın bir başka ünlü yönü de sıcak hava balonları. Göreme'nin üzerinde, sabahın erken saatlerinde balona binmek, muazzam bir deneyim. Peri bacalarının üzerinden yükselirken gökyüzünden bu eşsiz manzarayı görmek, kelimelerle anlatılamaz bir his. Her sabah, sayısız balonun gökyüzünde süzüldüğünü görmek adeta bir doğa şöleni.
Kapadokya, sadece bir turistik bölge değil, bir doğa ve tarih masalı. Her köşesinde farklı bir hikaye anlatan, her adımda insanı büyüleyen, zamanı unutturacak bir atmosfer sunuyor. Kapadokya'nın kaya oyma evlerinden yeraltı şehirlerine, peri bacalarından sıcak hava balonlarına kadar her noktası, bir keşif, bir serüven. Burada geçirdiğiniz her an, kendinizi bir masalın kahramanı gibi hissettiriyor. Kapadokya'yı keşfetmek, bir ömre sığacak kadar zengin bir deneyim.
KAPADOKYA'NIN EFSANEVİ LEZZETLERİ
Kapadokya, büyüleyici kaya oluşumlarıyla olduğu kadar zengin mutfağıyla da ünlü. Bölgenin en meşhur yemeği testi kebabı; kuzu etinin domates ve baharatlarla testi içinde pişirilip kırılmasıyla sunulan bu yemek, hem görsel hem de damak zevkinize hitap ediyor. Mantı ise incecik açılmış yufkaların içine kıyma ve baharat eklenerek yapılan, yoğurt ve tereyağlı sosla servis edilen geleneksel bir lezzet.
Kapadokya’nın bir başka lezzeti sade ama leziz bir yemeği olan çömlek fasulyesi, taş bir çömlekte pişirilip sıcak ekmekle yeniyor. Nevşehir tava, et, patates ve sebzelerin taş tavada pişmesiyle yapılan doyurucu bir yemek. Bölge, aynı zamanda şaraplarıyla da ünlü; şarap turları yaparak yerel üzüm türlerinin tadına bakabilirsiniz.
Kahvaltılarda ise simit ve çörekler, geleneksel sabah lezzetleri arasında yer alıyor. Kapadokya’da yediğiniz her yemek, bölgenin kültürel mirasını ve mutfak geleneğini tatmanızı sağlıyor.