Efsanelerle dolu bu topraklar, antik çağlardan beri denizle dost, gökyüzüyle aşık bir şehir olarak biliniyor. Rüzgarlar, Knidos’un heybetli sütunlarını, Halikarnassos’un zarif heykellerini fısıldayarak geçiyor. Antik çağlardan sonra gelen Roma’nın zaferleri, Muğla’nın sokaklarını sarhoş eden bir güçle dolup taştı. Şehir, deniz yoluyla gelen zenginliklerle parladı. Daha sonraları Bizans döneminde, yeni bir ruh hâkim oldu. Burası, kültürlerin kesişim noktasıydı ve insanlar burada hem barış hem de savaşın gölgesinde yaşam mücadelesi veriyordu.
Zamanla Selçuklular geldi. Bu yeni sahipler, Muğla’nın derinliklerine inerek İslam kültürünü yerleştirdi. İki kıtanın birleşim noktası olan bu şehir, farklı dinlerin, dillerin ve geleneklerin buluşma yeri haline geldi. Her köşe, tarihi bir masal anlatıyordu. Osmanlı İmparatorluğu, Muğla’yı elinde tutarak tarım ve ticaretin merkezi haline getirdi. Şehir, taze sebzeler ve meyvelerle dolup taşarken Osmanlı mimarisinin zarif yapıları da gökyüzüne doğru yükseldi ancak bu barış, 1919 yılında sona erdi. Düşman işgali, Muğla’nın huzurunu bozdu. Muğla halkı, umutsuzluğa kapılmadı. Kuvayi Milliye’nin kahramanları, cesaretle savaşa tutuştu.
Kurtuluş Savaşı’nın zaferi, Muğla’yı yeniden doğurdu. 1920’de özgürlük, bir bayrak gibi dalgalanarak şehrin üstünde yükseldi. Cumhuriyet'le birlikte Muğla, yeni bir döneme adım attı; modernleşme rüzgârları, geçmişin izlerini silmedi, aksine onları parlatıp gün yüzüne çıkardı. Bugün, Muğla hala kendi hikayesini yazmaya devam ediyor. Her sokak, her taş, bir zamanlar yaşananların yankısını taşıyor. Burası, sadece bir tatil beldesi değil; geçmişle geleceği buluşturan, her köşesiyle bir masal anlatan bir yer. Her gelen, bu hikayenin bir parçası oluyor ve Muğla, kollarını açarak onları kucaklıyor. Zaman durmuyor ama Muğla’nın kalbi hep aynı atıyor.
PEKİ, MUĞLA’NIN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Muğla’nın ismi ile ilgili iki rivayet mevcut. İlk teori kentin antik çağlarda ‘Mobella, Mobolia ve Moğola’ adlarıyla anıldığı yönünde. Zamanla bu isimler değişerek Muğla halini aldı.
Diğer bir efsaneye göre ise Muğla’nın adı, Selçuklu Sultanı Kılıçarslan’ın cesur komutanı Muğlu Bey’den geliyor. Rivayete göre Muğlu Bey, bölgeyi fethedip buraya egemen olunca, adını da beraberinde getirmişti. Böylece zamanla Muğla olarak anılmaya başlandı.