Antalya Çağdaş Eğitim ve Kültür Vakfı’nın (ANTÇEV) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda çocuklara okulda en az bir öğün sağlıklı ve yeterli yemek tedarik edilmesinin gerekliliği hakkında konuşuldu. Toplantıya, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fulya Sarvan, Öğrenci Veli Derneği (VELİDER) Yetkilisi Oya Umur, Eğitim-Sen Antalya İl Sekreteri Ahmet Gülden, Antalya Çağdaş Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Figen Bostancı, Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Serap Ertuğrul, Antalya Tabip Odası Üyesi Dr. Aydan İzgi başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.

Toplantıda konuşan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Prof.Dr. Fulya Sarvan okullardaki yemek hakkının anayasal bir hak olduğunu, bunun ebeveynler bazında da fark edilmesi gerektiğini bu sayede devletin de reaksiyon göstermek zorunda kalacağını ifade etti. 

Toplantıda konuşan Öğrenci Veli Derneği (VELİDER) yetkilisi Oya Hulur, “ Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi olarak devlet okullarında eğitim gören tüm öğrencilere devletin bir öğün sağlıklı okul yemeği ve temiz içilebilir su temini talebini destekliyoruz. Yakın gelecekte bu ülkenin yetişkin işgücünü oluşturacak neslin beden ve ruh sağlığı için bunun kesinlikle vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

HALKIN GIDA OKUR YAZARLIĞI GELİŞMELİ 

Oya Hulur, “Bu kampanya 2024 yılında başlattığımız Çocuk Hakları ve Refahı Projesinin amaçlarıyla tam anlamıyla örtüşmektedir. Bu proje ile tüm velileri ve vatandaşları çocuklarımıza bugün ne yaptığımız konusunda “Dikkat geleceğimiz tehlikede” diyerek ciddi biçimde uyarmak istedik. Proje kapsamında 25-26 Nisan 2024 tarihlerinde Akdeniz Üniversitesinde düzenlediğimiz sempozyumda sunulan bildirilerin sonuçları ve ardından 12 Haziran 2024 Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Gününde ATSO Konferans Salonunda gerçekleştirdiğimiz Çocuk Hakları ve Refahı Çalıştayının tespitleri çocuklarımızın yoksulluktan çocuk işçiliğine, her kademede eğitim sorunlarından ihmal, istismar ve şiddet olgularına, madde bağımlılığından dijital bağımlılığa, akran zorbalığından siber saldırıya, yetersiz ve sağlıksız beslenme sorunlarından hareketsizlik ve obeziteye çok sayıda ve çok yönlü sorunların tehdidi altında bulunduğunu, her biriyle ilgili yetkili ve ilgili kurum ve kuruluşların ivedilikle etkili politikalar geliştirmeleri gerektiğini ortaya koymuştur.  Türkiye Okul Yemeği Koalisyonunun Ankara’da gerçekleştirdiği çalıştayın sonuçları da  kamudan sivil toplum ve özel sektöre tüm kesimlerin acil tedbirler almasını, politikalar ve projeler geliştirilmesini zorunlu olduğunu göstermektedir. Devletimizden en kısa zamanda bütçe önceliklerini değiştirerek devlet okullarımızda her öğrenciye bir öğün ücretsiz okul yemeği ve temiz içilebilir su temin etmesini bekliyoruz. Sivil toplum olarak biz de çocukların sağlıklı beslenmesi konusunda üzerimize düşeni yerine getirmek için kapsamlı bir proje hazırlığı içindeyiz. Projemizin öncelikli hedef kitlesi dar ve sabit gelirli ailelerin beslenme yükünü taşıyan kadınlardır. Kısıtlı imkanlarıyla çocuklarını daha sağlıklı, yeterli ve dengeli besleyebilmeleri, beslenme çantalarına ekonomik ve besleyici besinler koyabilmeleri için uzman akademisyenler ve diyetisyenlerin danışmanlığında “Annelere Gıda ve Beslenme Okuryazarlığı” Eğitim programı ve materyali hazırlanacak ve ilk etapta 1000 kadına ulaşılacaktır. Bu proje ile beslenmenin farkındalık ve bilgi yönünü geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu tip projelerle halkımızın gıda ve beslenme okuryazarlığının geliştirilmesi bir öğün ücretsiz okul yemeği ile birlikte uygulandığında hem çocuklarımızın hem halkımızın sağlık verilerinde iyileşmeler beklemek mümkün olacaktır” dedi.

Oya Hulur sözlerini, “Her şeyin başı sağlık” sözünü çok sık kullanan bir toplum olarak gelecek nesillerimizin ruh ve beden sağlığını koruyacak, geliştirecek politikaları bugünden geliştirmek zorundayız. Türkiye Cumhuriyetinin böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilecek güce sahip olduğunu, önceliklerimizi yeni baştan düşünmek zorunda olduğumuzu belirtmek isteriz” ifadeleri ile sonlandırdı.

AİLELER DE HATA YAPIYOR 

Antalya Tabip Odası Üyesi Dr. Aydan İzgi, “Çocuk yaşta yetersiz beslenme sadece bodur kalma, zayıflama, çelimsiz olma gibi fiziki anlamda değil, psikolojik anlamda da çocukları ciddi manada etkiliyor. Ekonomik bazda büyük sorunlar yaşadığımız dönemde çocuğun sağlıklı beslenmesinin ailenin inisiyatifine ve tasarrufuna bırakılmaması gerekir. Bu noktada devletin en önemli görevlerinden biri bunu sağlamaktır. Biz de Antalya Tabip Odası olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız” diye konuştu. 

ANTALYA’DA SUÇ ORANLARI ARTIYOR

Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serap Ertuğrul ise, “Biz bu konuda yapılan çalıştayın ve önerilerin altına imza atıyoruz. Yoksulluğun had safhada olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Ekonomik durumu iyi olan aileler noktasında da bir ihmali görüyoruz. Hazır gıdalar, paketli yiyecekler, sağlıklı yemeği çocuğa sunmama ihmalleri de bu ailelerin hatası olarak göze çarpıyor. Öte yandan,  Antalya’da her geçen gün suç oranları artıyor. Biz bu noktada çocuklarımızı koruyamadığımız zaman, çocuklarımızı topluma nefretle büyütüyoruz” dedi.

LÜTUF DEĞİL HAK

“Okula gidemeyen çocuklar da var” diyen Serap Ertuğrul, “Anayasanın açık maddeleri var. Devletin eğitim hakkı devletin görevidir. Burada bir bağış veya lütuf beklemiyoruz. Çocukların hakkı olanın çocuklara verilmesini istiyoruz. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlık ve duygusal yapıda ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu noktada topluma karşı nefretle büyüyen çocuklar olsun istemiyoruz. Çocuklara okullarda en az bir öğün sağlıklı yemek anayasal bir görevdir ve çocukların anayasal bir hakkıdır. Bu anayasal sorumluluğu yetkililerin yerine getirmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. 

EN ÇOK ETKİLENENLER KADINLAR VE ÇOCUKLAR 

Eğitim-Sen Antalya İl Sekreteri Ahmet Gülden de, “Dünyanın en derin yoksulluğunu yaşayan, en ağır şartlarda yaşamak zorunda kalan ülkeyiz. Bu sistematik olarak ülkemizin üzerine oynanan bir politika. Krizler derinleştikçe bunlardan en çok toplumun dezavantajlı kesimleri olan kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Kadına şiddet ve çocuklardaki açlık, maalesef bu etkinin sonuna kadar yaşandığının göstergesidir” ifadelerini kullandı. 

BAŞINI OMZUNUN ÜSTÜNDE TUTAMIYOR 

“Öğrenci başını omuzlarının üzerinde tutamıyor” diyen Gülden, “Özellikle dördüncü, beşinci saatlerden sonra bunu çok sık görüyoruz. Çocuğun gözünün içine baktığımızda onun yaşadığı mağduriyeti görebiliyorsunuz. Çocuklar aç, çocuklar giyinemiyor. Bu da şiddeti, akran zorbalığını doğuruyor. Aynı zamanda yaşanan bu sorunlar çocukları hedefsizleştiriyor. 13-14 yaşındaki çocuklar bir an önce parasını kazanmak için kumar oynamaya başlıyor. Çocukları bunlardan kurtarmak için okul yemeği en önemli adımlardan birisidir. Bu adım için verilen mücadelenin yaygınlaştığını görmek bizim için büyük mutluluktur” dedi.

SAĞLIKLI BİR ÖĞÜN VEREMİYORUZ

Toplantıda son olarak söz alan ve “Devlet okullarında maalesef öğlen yemeği veya kahvaltı olarak sağlıklı bir öğün vermiyoruz” diyen Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Prof.Dr. Fulya Sarvan,”Bu noktadan yola çıkarak bir hareket başlattık. Bu hareketin bütün ülkeye yayılması gerekir. VELİDER önderliğinde çok sayıda STK ile birlikte bu gerekliliği yerine getirmeye başladık. Her ilde ayrı ayrı çalışmalar yapılarak farkındalık oluşturulmaya çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

DEVLETİN BEKA SORUNU 

Başkan Fulya Sarvan sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı, “Okullardaki sağlıklı beslenme için topluma asgari katkıyı sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Buradaki asıl amaçlarımızdan birisi de velilerin de okul yemeğinin ana haklarından birisi olduğunu anlatmak olacaktır. Bunu konsolide edersek devlet o zaman cevap vermek zorunda kalacaktır. Bu konuya öncelik vermemiz devletin bu konuyu dikkate alması demek olacaktır. Nitekim çocukların sağlıklı beslenmemesi, aldığımız veriler ve uzmanların görüşü neticesinde devletin beka sorunu olarak görülmelidir.”

Muhabir: Selim Çelik