Sökmen Baykara'nın hayatı, polis memuru bir babanın ve ev hanımı bir annenin oğlu olarak, 1 Kasım 1936'da Antalya'da başladı. Babasının memuriyeti nedeniyle genç yaşta farklı illere taşınan Baykara, çocukluk yıllarında öğrenimine devam ederken, gözlem yeteneğini geliştirmeye başladı. Bu süreç, onun gelecekteki sanat yolculuğuna temel atacak olan merakın filizlenmesine zemin hazırladı.

FOTOĞRAFÇILIĞA İLK ADIM

Baykara'nın fotoğraf dünyasıyla tanışması, Niğde'de aile dostlarının kutu makinasıyla gerçekleşti. Bu basit makinanın arkasında geçen anlar, genç Sökmen'in fotoğrafçılıkla kurduğu bağı güçlendirdi. "Şuradan bak, şuraya bas" diyerek başlayan serüven, Sökmen Baykara'nın içindeki sanat aşkını ateşledi. Paraya değil, bilgiye odaklanan genç fotoğrafçı, bu yıllarda gözlem yeteneğini de pekiştirdi.

29352029_10156314623074846_3953103583885972056_o

GAZETECİLİK YOLCULUĞU

Taşkasap’daki lise dengi özel gazetecilik okuluyla adım atan Baykara, Yeni İstanbul Gazetesi'nde 1958'de tek foto muhabiri olarak göreve başladı. Ardından 1956'da askerliğinden sonra Hürriyet Haber Ajansı'nın teklifiyle Ankara'ya gelen Baykara, kariyerine yeni bir yön verdi. Bu onun ilk ve tek transferi oldu. Bu dönemde Başbakan Süleyman Demirel'in bir fotoğrafı, genç gazeteciye ilk ödülünü getirerek, Baykara'nın yeteneklerini geniş bir kitleye duyurmasına vesile oldu.

said_nursi_9602

ÜNÜ GETİREN FOTOĞRAF

Sökmen Baykara kariyeri boyunca sayısız başarıya imza atmış bir isim. Fakat 1959 yılındaki bir başarı ona ünü getirdi. Gazeteciler Cemiyeti’ndeki röportajında Baykara, Said Nursi’nin fotoğrafının hikayesini söyle anlatıyor:

“1959 yılı sonlarında Said Nursi, yurt içinde geziyor, haberleri çıkıyor ama görüntüsü yok. İstanbul’a geldiğini öğrendik, Pier Lotti Oteli, üst kat. Karşısında SSK Hastanesi var. İnce uzun bir balkona açılan dört odanın ilkinde kendisi, yanındakinde de müritleri kalıyor. Hastaneden incelerken, ezan okundu ve odanın perdesi aralandı, namaza durdu. O zaman tele objektif yok, pozometre yok ‘kafa metre’ çalışıyoruz, görüntü kötü. Ama ezanda perdenin açıldığını öğrendim.

Hemen otelin terasına çıktım, odayı görüyorum, buradan çekerim derken daha sonra Çatalca’da donarak görev şehidi olan Hürriyet’ten Abidin Behpur Tapaner ve bir kaç gazeteci geldi, ezan okundu…

Elimdeki işi kaçıracağım, onları binanın öbür tarafına götürdüm, kapıyı da kapatarak aşağı indim. Balkondan çekmeyi düşündüğümden sıradaki son odaya gittim, yabancı biri, kapıyı yüzme kapattı. Yanındaki kapıyı çaldım bir aile, ‘şuradan bir fotoğraf çekeceğim, ömür boyu size dua ederim’ dedim,  önce birbirlerine baktılar sonra da ‘geç’ dediler, balkona çıktım. Müritlere yakalanmamak için pencere altında çömelerek geçerken bir gürültü koptu. Leğen varmış orada, devirmişim. Başımı kaldırdım ki, müritlerden bir balkon kapısına gelmiş, diğerleri de pencereden gülerek bana bakıyor.  Yakalandık, ayağa kalktım, Said Nursi de iki metre önümde namaz kılıyor. Çekeceğim, sorun olursa makineyi aşağı atacağım, sonra bulurum diye hızlı bir program yaptım, iki kare çektim ve karambolde kaçtım. Biri secdede biri ayakta, 2 Ocak 1960 günü çektim, 3 0cak’ta yayınlandı, elli yıldır saklarım o filmi.”

61f1b8c94e3fe105f09daa69

SİYASETİN VE TARİHİN TANIĞI

Sökmen Baykara, objektifiyle siyasi figürleri yakalayarak, Türkiye'nin tarihine ışık tuttu. Kıbrıs Barış Harekatı'na giden ilk gazetecilerden biri olması, Baykara'nın cesaretini ve tarafsız gözle tarihe tanıklığını gösteriyor. İsmet İnönü'den Turgut Özal'a, bir dönemin liderlerinin portreleri, Baykara'nın fotoğraf albümünde yer buldu.

61f1b9694e3fe105f09daa92

GÖZLE YAZILAN TARİH

Emekliliğiyle birlikte, Sökmen Baykara, Gazeteciler Cemiyeti’nin yayınladığı ‘Gözle Yazılan Tarih’ adlı kitabında bir araya getirdiği fotoğraflarıyla iz bıraktı. Bu eser, Baykara'nın objektifi aracılığıyla yakaladığı anların derinliğini ve tarihin izlerini taşıyor. Her kare, o dönemin atmosferini yansıtarak, bir gazetecinin gözünden tarihi okuma şansı sunuyor.

ANTALYA'YA DÖNÜŞ

35 yıllık yoğun meslek hayatının ardından emekliye ayrılan Baykara, doğduğu topraklara dönerek Antalya'ya yerleşti. Objektifinin ardındaki hikâyeler, artık Antalya'nın sıcak topraklarında devam ediyor. Fotoğraf sanatına olan sevdasıyla, emeklilik günlerini renklendiren Baykara, yaşamın izlerini objektifinden gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.

Sökmen Baykara'nın objektifinden geçen her kare, bir yaşamın, bir dönemin ve bir ülkenin izlerini taşıyor. Fotoğraf sanatının gücüyle siyasetin, tarihin ve günlük yaşamın anlamını yorumlayan Baykara, sadece bir fotoğrafçı değil, tarihe ışık tutan bir gazeteci. Objektifinin ardında yaşamın renklerini yakalamaya devam eden Baykara, kendi özgün bakış açısıyla Türkiye'nin tarihine ve kültürüne dokunuyor. Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin