25 Ocak 1992’de Sinop’un Gerze ilçesi açıklarında avlanmaya çıkan bir balıkçı denizde daha önce görmediği türde bir hayvan görünce korkuyla kıyıya dönerek kıyıdaki balıkçılara durumu anlattı. Bu bilinmeyen balığın haberi limanda hızlıca yayıldı ve dönemim Gerze Belediye Başkanı Dr. Durmuş Çetin’e haber verildi. Çetin haberi duyduktan sonra limandan bazı balıkçıları bahsedilen hayvanı bulmak üzere görevlendirdi. Açılan balıkçılar daha önce görmedikleri bu balığı ilk görüldüğü yerde buldu. Sonrasında tırsi balığı atarak hayvanın dikkatini çektiler ve yemleye yemleye limana getirmeyi başardılar. Balığı bulmaya giden balıkçılardan bir tanesi onu limanın maskotu olan şişman Aydın’a benzetmiş ve ‘Aydın’ adını vermişti. Yöre halkının da bu ismi benimsemesiyle herkes bu cana yakın hayvana Aydın diye seslenemeye başlamıştı. Aydın insanlardan kaçmıyor, onların elinden balık yiyip onlara başını sevdiriyordu. Çevredekilerin bu ilgisinden memnun olan Aydın limandan çıkmaz olmuştu.
Aydın’ın bakım masraflarını Belediye Başkanı Durmuş Çetin üstlenmişti. Bakımını yapmak üzereyse Tarım Bakanlığı İlçe Müdürlüğü’nde görev yapan Vehbi Uslu görevlendirilmişti. Aydın büyük cüssesinin hakkını veriyor, günde 40 kilo balık tüketiyordu. Bu balıkların yarısını bakıcıları sabah yediriyor, kalan yarısını ise halk kendi eliyle veriyordu. Hatta öyle ki çoğu onu beslemek için kendi cebinden çeşitli balıklar satın alıyordu. Bu sebeple Aydın çoğu zaman akşam yemeğini çocukların elinden yiyordu. Balıkçılar bile ona zarar vermemek için kıyıya yakın ağ bırakmıyorlardı. Aydın da bölge halkı da hallerinden oldukça memnundu.
Günler bu şekilde geçerken Aydın’la ilgili gerçekler su yüzüne çıktı. Aydın’ın Sivastopol Limanı’ndan kaçan beluga cinsi bir balina olduğu öğrenildi. Rus yetkililerin açıklamasına göre Aydın’ın gerçek ismi Trishka’ydı, 8 yaşındaydı ve Rusya Bilimler Akademisi’ne bağlı bir araştırma enstitüsünün havuzundan kaçmıştı. İngilizlerin iddiasına göre ise Aydın Rus ordusu tarafından canlı mayın taşımacılığı yapmak üzere eğitilmiş bir hayvandı. Sivastopol’deki kafesinden bir balina arkadaşıyla birlikte kaçmış ve Karadeniz’de özgür kalmıştı. Diğer balinanın izine rastlanılmasa da Aydın aylar süren yolculuğunun ardından Gerze’deki yeni yuvasına ulaşmayı başarmıştı. Adını benimseyen Aydın, kendisine kıyıdan seslenildiğinde hemen bakıyor, insanlara kendini sevdirip onlarla top oynuyordu. Bölge halkı tarafından o kadar benimsenmişti ki Aydın’ı belirli aralıklarla sabun ve fırçayla köpük köpük yıkıyorlardı.
İngiltere’nin Aydın’a olan ilgisi ise geçmiş değildi. Aydın’ı almak için Başkan Durmuş Çetin’e 25 bin Pound’luk bir teklif yapmışlardı. Ne var ki bu teklifi ne Çetin ne de dönemin başbakanı Süleyman Demirel kabul etmemişti. Hatta Demirel kabine toplantısında Aydın’ın Türkiye’de kalması ve korunması yönünde bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın ardından İngiltere bölgeye inceleme yapmaları için İngiliz bilim adamlarını göndermiş ve suyun sıcaklığının belirli bir seviyeyi aşması durumunda Aydın’ın yaşayamayacağını öne sürmüştü. Diğer taraftan Rusya ise Aydın’ı geri almak için diplomatik yollardan temaslara geçmeye başlamıştı. Derken Rusya cephesinden kötü haber geldi. Rusya uluslararası hukuku bahane ederek Aydın’ı ganimet statüsüne soktu. Öyle yaşanan gerginlik öyle bir boyuta ulaştı ki neredeyse iki ülke arasında savaş çıkacaktı. En sonunda Rus yetkililer Gerze’ye gelerek tabiri caizse Aydın’ı yaka paça alı koydu. Yaşanan dramatik anlar yöre halkının canını acıtsa da kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Gerze halkı Aydın için üzülmeye devam ederken bir hafta geçmemişti ki beklenmedik bir şey oldu. Aydın kaçarak Gerze Limanı’na geri dönmüştü. Onu gören Gerzeliler büyük bir mutluluk yaşadı. Aydın Gerze’ye döndükten sonra ara sıra avlanmak için ayrılmasının dışında limanı hiç terk etmedi.
18 Temmuz günü Gerze için festival günü demekti. 93 Temmuz’unda da festival için hazırlıklar yapıldı ve 18 Temmuz’da Gerze Festivali için herkes limandaki yerini aldı. Akşamüstü denizde büyük bir çalkalanma yaşandı. Kalabalığın meraklı bakışları arasından çalkantının ortasında Aydın göründü. O da festivale katılmıştı. Bir süredir ortalıkta görünmediği için bu gelişi festivalin coşkusunu artırdı. Aydın ise bu coşkuya karşılıksız kalmayarak kendisine ilgi gösteren herkese kendini sevdiriyordu. Ancak kimsenin bilmediği bir şey vardı o da o akşam Aydın’ı son kez gördükleri gerçeğiydi. Aydın o gece Gerze Limanı’ndan bir daha geri dönmemek üzere ayrıldı ve bir daha da ondan haber alınamadı. Aydın’ın arkasından evi gördüğü limana kaidesinde Aydın’la ilgili bilgiler bulunan bir heykeli yapıldı fakat yıllar içerisinde heykel önce başka bir yere taşındı, ardından da tamamen kaldırıldı. Geçtiğimiz günlerde Norveç kıyılarında ölü bulunan ve üzerinde Rus malı bir askı taşıyan aynı cins bir balinanın Aydın olabileceği iddia edilse de bu iddia kabul görmedi. Sevenleri onu festivalde gördükleri son haliyle yaşatmaya devam ediyor.