Şırnak’ın toprakları, rivayete göre Nuh Tufanı'nın ardından Hz. Nuh ve oğulları tarafından yeniden inşa edilen Cizre’nin etrafında şekillendi. Kızgın yaz güneşinden korunmak için, yeşil vadiler arasında yazlık bir cennet olarak tasarlandı.  Burası, kutsal bir geçmişin izlerini taşıyor. Evliya Çelebi’nin kaleminden dökülen kelimeler, buranın tarihte ne denli önemli bir yer olduğunu anlatıyor. Tarihin derinliklerinde, Babil, Guti ve Asur gibi büyük medeniyetler burada hüküm sürdü.

Kultur Finikharabe

Şırnak, sadece tarihi değil, aynı zamanda kültürel bir mozaik gibi. Bütün bu medeniyetler, burada bir araya gelerek zengin bir kültürel miras bıraktı. Zamanla, Şırnak ilçe oldu, Siirt’e bağlandı. Ancak tarih onu unutmadı; 1990’da il statüsüne kavuşarak yeniden doğdu. Şırnak’a bağlı 6 ilçenin her biri, kendi hikayesini barındırıyor. Beytüşşebap, gençlerin evi anlamına gelen ismiyle, antik zamanlardan beri varlığını sürdürüyor. M.Ö. 1000’li yıllara uzanan kayalara kazınmış resimler, buradaki insanların tarih boyunca nasıl yaşadığını anlatıyor. Zaman içinde Selçuklular ve Osmanlılar, bu toprakların sahipleri oldu ve her biri kendi izlerini bıraktı.

3 Abdaliye Medresesi Sirnak Gezilecek Yerler Trendyer

Cizre, M.Ö. 4000 yılından beri medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir diğer ilçe olarak öne çıkıyor. İlk surları, Guti devleti döneminde inşa edildi. İslamiyet'in gelişiyle birlikte Cezire adını aldı, zamanla Cizre olarak anılmaya başlandı. Güçlükonak, bir zamanlar Eruh’un bir köyüydü ancak 1990’da ilçe haline geldi. İdil ise köklü geçmişiyle bir başka önemli yer. Burada, Farsların etkisiyle şekillenen tarih, hala konuşuluyor. Silopi, asırlardır çeşitli kavimlerin yaşadığı bir yerleşim yeri oldu, Osmanlı döneminde de stratejik bir konuma sahipti. Uludere ise tarih boyunca pek çok medeniyetin egemenliğini yaşadı ve 1957’de ilçe statüsünü kazandı. Bu ilçelerin her biri, zengin bir tarih ve kültürel miraslarla dolu. Şırnak, her köşesinde geçmişin seslerini taşıyan, tarihin derinliklerinde gizli hazineler barındıran bir bölge. Zamanla bu topraklarda şekillenen hikayeler, onu yalnızca bir coğrafya değil, insanların ruhunu besleyen bir kültür merkezi haline getirdi.

PEKİ, ŞIRNAK İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Şırnak'ın adının kökeni üzerine net bir bilgi bulunmasa da en yaygın rivayet Nuh Tufanı ile ilişkili. İslam inancına göre, tufandan sonra Nuh’un gemisi Cudi Dağı'na oturdu. Kur’an-ı Kerim'de yer alan Hud Sûresi’nin 44. ayetinde, "Ey arz, suyunu yut, ey gök, sen de tut," denildi ve böylece su çekilince gemi Cudi Dağı’nın üzerinde durdu.

Kultur Ulucami

Gemiden inen ilk grup, Heştan (Yoğurtçular Köyü) yönüne giderken, Nuh peygamberle birlikte diğer bir grup, bugünkü Şırnak yerleşimini kurdu. Bu nedenle, burası başlangıçta ‘Nuh’un Şehri’ anlamına gelen ‘Şehr-i Nuh’ olarak anıldı. Zamanla bu isim değişerek önce ‘Şernah’, sonra ‘Şırnek’ ve nihayetinde günümüzdeki ‘Şırnak’ halini aldı.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK/HABER