ÖZEL HABER

Tarihin en parlak kenti: Myra Antik Kenti

Likya Konfederasyonu'nda üç oy hakkına sahip altı şehirden biri olan ve tarihte  ‘En parlak kent’ unvanıyla anılan Myra Antik Kenti’nde beraber bir gezintiye çıkmaya ne dersiniz?

Likya’nın 6 büyük önemli şehrinden biri olan Demre, M.Ö. 3 yüzyıla kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olup o dönemde Myra yani ‘Yüce Ana Tanrıçasının yeri’ olarak adlandırılmıştır. Demre, Türkiye tarihinde önemli yere sahip olan Likya şehirlerinden biridir. Geçmiş olarak tarihi çok eskilere dayanan şehir, Roma dönemindeyse Myra olarak bilinmektedir. Demre, o dönemlerde liman şeklinde kullanılmasından dolayı önemli bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Bu yüzden gelişmiş ve zenginleşmiştir. Likya döneminden pek çok eseri bünyesinde barındıran bu yer, farklı büyüklüklerdeki kiliselere, anıt ve tiyatrolara ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi açıdan zengin olan bu ilçe aynı zamanda topraklarında çok önemli bir antik kente ev sahipliği yapmaktadır. ‘YÜCE ANA TANRIÇA'NIN YERİ’
Antalya’nın Demre ilçesinde yer alan Myra Antik Kenti, ilçe merkezine 2 km. Finike’ye 30 km. Kaş’a ise 45 km. mesafede konumlanmaktadır. Aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulan kent, Işık ülkesi Likya'nın en önemli şehirlerinden biridir. Myra hala iyi durumda olan kaya mezarları ve Aziz Nikolas’ın piskoposluk yaptığı yer olması sayesinde hala ününü korumaktadır. Adı ‘Yüce Ana Tanrıça'nın yeri’ anlamına gelen kent, ilk olarak bugünkü kaya mezarlarının üzerindeki tepede kurulmuştur. Daha sonra aşağıya inerek genişleyen Myra, II. Theodosion (408–450) zamanında Lykia bölgesinin başkentliğini de yapmıştır. Özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlüdür.HRİSTİYANLIK İÇİN ÖZEL BİR YER
Aziz Nikolaos’un M.S. 4. yüzyılda Myra’nın piskoposluğunu yaptığı Antik kent, St. Paul ve arkadaşlarının uğradıkları şehir olması nedeni ile de Hristiyanlık için özel bir önem taşımaktadır.DİNİ YÖNDEN OLDUĞU KADAR İDARİ YÖNDEN DE ÖNDE GELEN BİR ŞEHİR
Strabon’un verdiği bilgiye göre Likya Birliği'nin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır. İ.S. 2'nci yüzyıl Myra’nın büyük bir gelişmeye sahne olduğu dönemdir. Likya Birliği'nin Metropolisi olan şehirde, Likyalı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır. Bizans Dönemi'nde ise Myra, dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri olmuştur. Günümüze dek ulaşan ününü, Aziz Nikolaos’un (Noel Baba) İ.S. 4'üncü yüzyılda şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur.KENTE AİT KALINTILAR
Myra, 7'nci yüzyıldan itibaren gerek deprem, su baskını ve Demre Çayı'nın getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12'nci yüzyılda köy hüviyetine dönüşmüştür. Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturur. Yapılan araştırmalara göre bugün oldukça sağlam durumda olan Roma Dönemi surlarının dışında, Helenistik, hatta İ.Ö.5'inci yüzyıla tarihlenen sur kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlamak mümkündür. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtır. Sahne binası ikinci katın yarısına kadar ayaktadır. Tiyatronun hemen iki yanında, kabartmalı veya düz kaya mezarları yer alır. Likyalıların ahşap ev mimarisinin kaya mezarlarına en iyi uyarlanmış örnekleri olan Myra mezarlarının içinde, ölüyü ve yakınlarını betimleyen kabartmalı mezar, en ilginç örneklerden biridir. Ayrıca yine kabartmalı veya kitabeli birçok kaya mezarı, kayalığın güneye bakan yüzünde üst üste veya yan yana sıralanmaktadır. Tiyatro yakınındaki şehir merkezine giderken yolun solundaki hamam kalıntıları ise Roma Dönemi tuğla mimarisinin erken ve ilginç örneklerini oluştururlar.MYRA ‘EN PARLAK KENT’ UNVANIYLA ANILIYORDU
Şehrin su ihtiyacı, Demre Çayı'nın aktığı vadi kenarındaki kayaya oyulmuş kanallarla karşılanmaktaydı. Likya Konfederasyonu'nda üç oy hakkına sahip altı şehirden biri olan Myra’nın ‘En parlak kent’ unvanıyla anılması ne denli önemli bir kent olduğunu göstermektedir. Myra’nın Likya Konfederasyonu'na ait sikkelerin yanında kendi adıyla basılmış sikkelerinde, şehrin ana tanrıçası Artemis’in Anadolu’nun en eski tanrıçası Kybele formunda temsil edilmiş olması ayrı bir önem taşımaktadır.ZİYARETÇİ AKINI
Antik kent, çevresindeki doğal güzellikleriyle de ünlüdür ve birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Her yıl on binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Myra Antik Kenti, Demre’nin simgelerindendir. Bölgeyle özdeşleşen mimari yapısıyla oldukça dikkat çeken kent, ziyaretçilerine hem tarihi hem de görsel bir şölen sunmaktadır. HABER/BUSE ER