Antalya turizmin yanı sıra tarımın başkenti olma özelliği ile de biliniyor. Ancak tarımın olmazsa olmazı su tüm Türkiye’de olduğu gibi Antalya’da azalmaya devam ediyor. Küresel ısınmanın etkileri ile mücadele eden coğrafyada, çok fazla su isteyen tropik meyvelerin üretiminin artması, gelecek için ciddi tehlike arz ediyor.
REKABET BASKISI ARTIYOR
Konu ile alakalı değerlendirmelerde bulunan Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkan Vekili Halil Bülbül, “ Son dönemde Antalya’nın sebze üretiminde en büyük payı oluşturan domates gibi ürünlerde ciddi rakipler ortaya çıkmıştır. Buna rağmen, son açıklanan verilere göre Türkiye’de üretilen örtüaltı yaş meyve ve sebzenin yüzde 50’den biraz fazlası hâlâ Antalya kaynaklıdır. Ancak bu oran geçmişte yüzde 70 seviyelerindeyken günümüzde yüzde 50’lere gerilemiştir. Bu durum, klasik sebze üretiminde giderek artan bir rekabet baskısı altında olacağımızın göstergesidir. Bu nedenle, şimdiden stratejik olarak rekabet avantajı sağlayacak yeni üretim desenleri üzerinde düşünmeliyiz. Nitekim bazı alanlarda bu dönüşüm başlamış durumdadır. Son dönemde kentimizde tohum ve fide üretimi konusunda önemli yatırımlar yapılmaktadır. Bu yatırımların etkisi arttıkça ve kapasite genişledikçe, Antalya’nın sebze tohumu ve fidesi tedarikinde güçlü bir konuma gelmesi muhtemeldir. Kentimizi, rekabet avantajı sağlayabilecek bu ve benzeri alanlara daha fazla odaklamalıyız” dedi.
DİKKATLİ OLUNMALI
‘Antalya’da son yıllarda giderek artan tropikal ve subtropikal bitki üretimi konusunda dikkatli olunması gerekiyor’ diyen Halil Bülbül, “Çünkü Antalya, hızla yarı kurak bir kentten kurak bir kente dönüşmektedir. Bu nedenle, uzun vadeli yatırımlar gerektiren su tüketimi yüksek ürünlerin yetiştiriciliğini bugünden itibaren stratejik olarak ele almalıyız. Ürün desenimizi oluştururken su tüketimi yüksek ve düşük ayrımını belirleyici bir faktör olarak analizlerimize katmalıyız” ifadelerini kullandı.
DİJİTALLEŞME VURGUSU
Başkan Vekili Halil Bülbül teknolojinin tarıma da yansımasının olumlu sonuçları beraberinde getireceğini ifade ederek, “Antalya tarımı ve ticareti açısından rekabette avantaj sağlayabileceğimiz bir diğer alan, mevcut örtüaltı üretim kapasitemizde dijitalleşme ve teknolojiyi daha etkin kullanmak olmalıdır. Geleneksel üretim alışkanlıklarımızı dijital olanaklarla desteklemeli ve daha hassas yönetim tekniklerine geçmeliyiz. Bunu sağlamak, maliyetleri düşürmek, ticareti geliştirmek, verimliliği artırmak ve ürünlerimize daha fazla katma değer kazandırmak açısından kaçınılmazdır” diye konuştu.