Kene sezonunun açıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de 50’ye yakın kene çeşidinin bulunduğunu ve büyük bir kısmının köpek kenesi olduğunu bildirdi. Bu türün özelliklerinden de bahseden Çetin, “İnsan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez” dedi.
Türkiye’de kene sezonu açıldı. Özellikle yaz aylarında hayvanların yanı sıra vatandaşların da korkulu rüyası olan keneler hakkında Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’de 50’ye yakın kene türü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, bunların büyük bir kısmının insanları ve hayvanların kanını emen cinslerden oluştuğunu kaydetti. Türkiye’de genelde kedi ve köpeklerde görülen kene cinsinin var olduğunu belirten Çetin, “Türkiye’de 4 türle temsil edilen köpek kenesi bulunuyor. Daha çok köpeklerin kulaklarının içi, göz ve baş kısmı ya da başka kısımlardan kan emerek besleniyor. Hayvan kan emmesini bazen birkaç gün, bazen birkaç haftada tamamlıyor. Bu tutunma olayı da birkaç haftaya kadar sürüyor. Kene kan emmesini tamamladıktan sonra düşüyor ve yumurtlamaya başlıyor” diye konuştu.
Kenenin hayvanlar üzerindeki tahribatında bahseden Çetin, eğer bir hayvanı yüzlerce kene emerse bunun kansızlık problemine yol açabileceğini, kenenin hastalık taşıması halinde ise bu durumun emilen hayvana da bulaştığını kaydetti.
Emerken anestezi uyguluyor
Çetin, köpek kenesinin hayvan ve insanlardan kan emerken anestezik işlemler uyguladığını aktararak şu bilgileri paylaştı:
“Keneler insan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez. Bazıları sivilce sanıp ‘bu nereden çıktı’ der. Köpeklerde bu uyuşturucu maddeler kısmi felç oluşmasına sebep olabiliyor. Hayvanın hareketini bozabiliyor.”
“Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor”
Sahipli, sahipsiz hayvanların genellikle park alanlarında kenelere maruz kalabileceğini belirten Çetin, aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu vurguladı. Çetin, “Bu tutunma olayı birkaç saat sonrasında başlıyor. Bazen siz hayvanı severken vücudunuza bu keneyi alabiliyorsunuz. Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor. Hastanelerin genelde acil servislerine bu tür de vakalar çok sıklıkla geliyor. Her kene ısırması hastalık anlamına gelmiyor. Çevremizde çok kene tutunması olmuş ama problem olmayan insanı görüyoruz. Bu türdeki insanların kene tutunmasını fark ettiği zaman bir sağlık kuruluşuna gitmesi gerekiyor. Kenenin doktor ya da sağlık çalışanı tarafından çıkartıldıktan sonra bir kan sayımı yapılıyor” ifadelerine yer verdi.
“1 defada 10 bin yumurta bırakabiliyor”
Kenelerin kan emme işlemi sonrası çiftleşme evresine geçtiğinde oldukça yüksek miktarda yumurtalama gerçekleştirdiğini de aktaran Çetin, “Dişi kene çok kan emip çiftleştikten sonra bir defada binden fazla yumurta bırakabiliyor. Bazen bu sayı bazı türlerde 10 bine kadar çıkabiliyor. Bizim köpek kenesi olarak belirttiğimiz tür, yaklaşık bin 500 ile 4 bin arasında yumurta bırakabiliyor. Bu sayı kanı ne kadar emdiği ve ne kadar beslendiğine bağlı bir durum. Ve bir kene kan emdiğinde normaldeki büyüklüğünün 10-15 katına kadar ulaşabiliyor. Kan emdikten yaklaşık 2-3 hafta sonrası yumurtlama başlıyor ve daha sonrası bu yumurtalardan 2 hafta sonra larva bireyler çıkmış oluyor. Dişi yumurtlamayı genelde toprakta güvenli bölgelerde gerçekleştirir. Kendi vücudunun 3-4 katı büyüklükte yumurta bırakabilir” şeklinde konuştu.
“Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım”
Çetin, son olarak kenelere çıplak elle temas edilmemesi gerektiğini vurgulayıp, “Vatandaşlarımızın arasında köpek, kedi ve ineklerin üzerindeki kedileri çıplak elle tutarak atılması ile ilgili yanlış bir davranış var. Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım. Çünkü kan yoluyla bulaşabilecek hastalıklar var. Siz keneye dokunduğunuz zaman elinize kan bulaşır ve hastalık da bulaşabilir. Mümkün olduğunca hayvanları veteriner hekime götürmelisiniz” ifadelerini kullandı.