Antalya Panda Sahne'de, 5 Nisan Cuma günü saat 20.30'da sahnelenecek ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’ adlı tiyatro oyunu, izleyicilere üç farklı ancak bir o kadar da benzer karakterin İstanbul'da yaşadığı deneyimleri sunacak. Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun kaleme aldığı oyun, üç kadının hayatlarında kesişen ve ayrılan yollarını ele alırken, yaşamın zorluklarıyla yüzleşme ve hesaplaşma süreçlerine odaklanıyor. Ayfer Gürsoy'un yönettiği oyunda Dicle Alkan, Pınar Boyar ve Zeynep Hasdal Çolakoğlu rol alacak. Dekor ve afiş tasarımını Candan G. Kaya, ışık tasarımını Murat Çetinkaya ve müzik derlemesini Nurullah Gürsoy üstlenirken, reji asistanlığını İclal Neva Nart yapacak.
OYUN HAKKINDA
Bir ailenin üç kadını; anneanne, kız ve torun… Üçünün ortak yazgısı, aynı mekânda, dile gelenlerden daha çok içlerinden sessiz sedasız geçen cümlelerde gizli… Erkeklerin yalnız ve eksik bıraktığı yaşamlarında, birbirlerine tutunurken ve giderek birbirine benzerken geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’, İstanbul fonunda Ayfer, Başak ve Melis’in hikâyesini anlatıyor. Kadının değişmeyen hikâyesini ele alıyor. Oyun hakkında yapılan açıklamada, “Üç kadın, bir İstanbul... Birbirlerinden farklı ve bir o kadar da aynı zamanda ve mekanda yaşayan üç kadının yüzleşme ve hesaplaşmalarına bizi de ortak ederek içine alıyor oyun. Kesişen ve ayrılan yollarında yaşamı toplama çabaları ve dağılıp yitirilenler karşısında kucaklaşmaları içimizi ısıtıyor. Dağılanlara ve kucaklayabildiklerimize. ‘…içime bile söyleyememişim…’ Kendini gerçekleştirmeye çalışan ama her seferinde bastırılan, kaderlerine boyun eğmeye mahkum bırakılan, arada kalmış bu kadınlar aslında hiçbirimize yabancı değil. Yüklenmiş kodlarımızın zincir şıkırtısı… Zaman zaman hıçkırış-haykırış, yer yer suskunluk, kimi kez öfke; en çok da anlaşılma, anlama arzusuyla git gide birbirlerine yakınlaşırlarken bizim de içimizi ışıldatıyorlar. Sancılarıyla, kırgınlıklarıyla, öfkeleriyle, hüzünleriyle, naiflikleriyle ve sevimlilikleriyle bizi de yüzleşmeye davet ediyorlar. Ruha, zihne, tene, göze içtenlikle dokunabilmenin iyileştirebileceğini merhamet dilenmeksizin inceden inceye hissettirmesi, en çok da dizginlenmiş atlarımızın dörtnala koşturması izleyeni de sanki oyunun bir kahramanı yapıyor. Bu yönüyle bu oyunun yalnızca bir kadın oyunu algısını kırıveriyor. Koskocaman balonlarımız bizi yalnızca seste birleşmeye çağırıyor: Tak. Tik. Bam. Küt. Pıt. Şıp… İşte bu kadar! ” ifadelerine yer veriliyor. 

Muhabir: AYSU DURSUN/HABER