GÜNDEM

Veli-Der Antalya’dan yıl sonu değerlendirmesi

Veli-Der Antalya Şubesi Başkanı Tülin Koç, 2023-2024 eğitim öğretim yılındaki sorunlara ilişkin açıklamalarda bulundu

Veli-Der Antalya Şubesi Başkanı Tülin Koç, her eğitim öğretim yılında sorunların katlanarak arttığını belirterek, müfredat değişikliklerinden sınav sistemlerine, eğitimin paralılaştırılmasına ve yasa yönetmelik değişikliklerine kadar birçok alanda eşit, laik ve kamusal eğitimin yok edildiğini ifade etti. Koç, velilerin çocuklarının eğitim hakkı için mücadele etmek zorunda bırakıldığını vurguladı.
YENİ MÜFREDAT ELEŞTİRİSİ
Başkan Koç, ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adıyla hayata geçirilen müfredat programının çocukların üstün yararını değil, hükümetin siyasi çıkarlarını önceliklendirdiğini savundu. Müfredatın hazırlık sürecinde öğretmenler, akademisyenler ve velilerin görüşlerinin dikkate alınmadığını, askı sürecinin kısa tutulduğunu ve 60 bini aşkın görüşün değerlendirilip değerlendirilmediğine dair kamuoyuna bilgi verilmediğini belirtti. Koç, müfredatta tüm derslerin dini kavramlarla eşleştirildiğini ve müfredatın hem içerik hem de isim olarak siyasi çıkarları esas aldığını söyleyerek, “. Laiklik ve bilim karşıtı bu müfredatı reddediyoruz! Bu müfredat geri çekilmelidir!” ifadelerine yer verdi.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ VE MESEM'LER
Başkan Koç, çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılması ve mesleki eğitim merkezlerindeki (MESEM) artışa dikkat çekti. MESEM'lerdeki öğrenci sayısının 1,5 milyonu aştığını ve çocuk işçiliğinin yaygınlaştırıldığını belirtti. Koç, çocukların sermaye için bedava iş gücü haline getirildiğini, çocuk işçiliğinin azaltılması için MESEM'lerin kapatılması gerektiğini savunduğunu dile getirerek, “Emekçilerin, halkın vergileri, emeği, alın teri ile emekçilerin çocukları sermaye için bedava iş gücü haline getirildi. MESEM’lerde 9.10.11 sınıfta çocuklara verilen ve patronlardan değil kamu kaynaklarınca, vergilerimizden karşılanan asgari ücretin üçte biri, 12. Sınıfta asgari ücretin yarısı olarak verilen ücret öğrencilere burs olarak verilmeli, çocukların okullara dönüşü sağlanmalı, MESEM’ler kapatılmalıdır” dedi.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NA VURGU
Başkan Koç, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılması ve öğretmenlerin kamusal eğitimdeki rolünün hedef alındığını ifade etti. Kanunun öğretmenlerin iş güvencesini kaldırarak öğretmenleri cezalandıracağını belirtti. Başkan Koç, MEB'in açıkladığı verilere göre 2020-2021 döneminde 1 milyon 200 bin 892 çocuğun örgün eğitim dışına çıktığını söyledi. Açık öğretimdeki öğrenci sayısının 2 milyonu aştığını ve cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine ulaştığını vurguladı. Başkan Koç, “Öğretmenlik Meslek Kanunu ile  yapılması planlanan değişiklikle müfredatla uyumlu öğretmen profili, maarifin muallimini yaratmaya çalışıyorlar. ÖMK’daki değişiklikle öğretmenlerin iş güvencesi kaldırılıyor, laik, kamusal eğitimi savunan bu evrensel gereklere göre ders anlatacak öğretmenleri aylıktan kesme cezasından işten çıkarmaya uzanacak bir şekilde cezalandıracağını açıklıyor” dedi.
ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ
Ücretsiz okul yemeği; salgın, her geçen gün artan yoksulluk ve depremle birlikte ülkemizin en temel ve en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumda olduğunu vurgulayan Başkan Koç, “Okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak iken ve okul yemeği uygulamasının genişleyerek süreceği açıklamalarına rağmen gerekli ve söz verilen adımlar atılmamıştır.Açıklanan her veri ve son açıklanan PISA 2022 raporu artık nitelikli eğitimi, eğitimde eşitliği dahi konuşamadığımızın açık kanıtıdır.3 yılda bir yapılan ve 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki becerilerini ölçen PISA kapsamında öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri ve velilere anketler uygulanmaktadır. Ankette öğrencilere sorulan sorulardan biri de “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusuydu. Türkiye OECD ülkeleri arasında yüzde 19,2 ile son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke oldu. Ülkemizde en az 5 öğrenciden biri haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyemiyor. Türkiye’yi yüzde 13,6 ile Yeni Zelanda ve yüzde 13,1 ile Kolombiya takip ediyor” ifadelerine yer verdi. Verilere yer veren Başkan Koç, “Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Dünyada bu sorunların çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı okul yemeğidir Başta kız çocukları, özel eğitim gereksinimi olan çocuklar olmak üzere dezavantajlı tüm öğrencilerin eğitime katılımını sağlayan temel araç ta okul yemeğidir. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde çocuk yoksulluğunun etkisi, okul terkinin, devamsızlığın azaltılması, akademik başarının artırılması, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılması başta olmak üzere önemli çıktılar, verilerle açıklanmaktadır. Örgün eğitim verileri okul terklerinin ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını göstermektedir. Okul yemeği örgün eğitim dışına çıkışı engelleyen temel faktörlerden biridir.Öğrenci Veli Derneği’mizin kurulması yönünde büyük çaba gösterdiği Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’muzun  sesine herkesi ses olmaya çağırıyoruz. Tek bir çocuğumuzun dahi okula aç gitmek zorunda kalmadığı bir ülke için acil ücretsiz okul yemeği uygulaması okul öncesinden itibaren tüm çocuklar için hayata geçirilmelidir” açıklamalarına yer verdi. 
‘LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM TALEBİNDE ISRARCIYIZ’
Başkan Tülin Koç, Veli-Der olarak çocukların eşit, kamusal, laik ve bilimsel eğitim almasını savunduklarını ve bu taleplerinde ısrarcı olduklarını belirtti. Eğitim sisteminin ve toplumun kendi dünya görüşlerine göre dönüştürülmesine karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Koç, çocukların yatağa aç yatmadığı, eğitim ve sağlık haklarından eşit koşullarda yararlandığı bir Türkiye için çalışacaklarını ifade ederek, “Biz veliler olarak; laik, bilimsel ve kamusal eğitim talebimizde ısrarcıyız. Geleceğimiz olan çocuklarımıza; barışın ve kardeşliğin hâkim olduğu, bağımsız, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir Türkiye sözümüz var. Çocuklarımızın yatağa aç yatmadığı, eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, hiçbir tehlike ve tehdide, tacize maruz kalmadan, gelecek kaygısı duymadan sağlıklı ve güvenli bir ortamda çocukluğunu yaşayabildiği bir ülke için mücadelemize devam edeceğiz” sözlerine ekledi.