EĞİTİM

Yetersiz beslenme okulda başarıyı etkiliyor

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nun raporuna göre, sağlıklı beslenme çocukların psikolojisini ve akademik performansını doğrudan etkiliyor. Yetersiz beslenme, dikkat eksikliği ve kaygı bozuklukları gibi sorunlara yol açarak çocukların öğrenme yeteneklerini zayıflatıyor

TÜRKİYE’DEKİ okullarda en az bir öğün sağlıklı yemek verilmesi için yapılan mücadele günden güne ülke geneline yayılmaya devam ediyor. Bu bağlamda çalışmalarına devam eden  Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Ankara’da yapılan çalıştayın raporunu açıkladı. Çalıştayda okul yemeğinin eğitim hakkının bir parçası olduğuna vurgu yapıldı. 

OKUL YEMEĞİ PSİKOLOJİNİN DİREĞİ


Yapılan çalıştayda, yoksulluğun, eşitsizliğin en doğrudan sonucunun açlık olduğu ve açlığın organizma için gerçek bir şiddet olduğuna vurgu yapılarak, “Açlık sırasında harekete geçen hormonlar yıkıcı hormonlardır. Açlıkla harekete geçen hormonlar önce karaciğerdeki glikojeni, sonra yağ dokusunu ve en son olarak da kas dokusunu yıkmaktadır” denildi. 
Çalıştay raporunda, “Yetersiz beslenme çocuklarda düşük enerji seviyeleri ve genel umutsuzluk hali yaratabilir. Çocuklar açlık, yetersiz beslenme nedeniyle depresyon belirtileri yaşayabilir. Düşük serotonin seviyeleri depresyon ve kaygıya neden olabilir. Serotonin eksikliği yaşayan çocuklar sosyal etkileşimlerde zorlanır, uyum problemleri yaşar. Balık, muz, süt ürünleri ve fındık gibi besinler serotonin üretimini destekleyen gıdalardır. Beslenme yetersizliği, özellikle Omega 3 yağ asitleri ve çinko gibi mikrobesin eksiklikleri, dikkat eksikliğine, davranış bozukluğuna, hiperaktivite bozukluğuna neden olabilir. Dürtüsellik, saldırganlık gibi sorunları tetikleyebilir. Çinko eksikliği davranışsal ve sosyal uyumsuzluklara yol açabilir. Duygusal çekilme ve sosyal izolasyon özellikle yetersiz B vitamini ve magnezyum ile ilişkilendirilmektedir” ifadeleri kullanıldı. 

ÇOCUKLARIN YARISI AŞIRI KAYGI İÇİNDE


Raporda, “Gelişmekte olan çocukların yüzde 40’ını etkileyen büyüme geriliği üzerine yapılan bir çalışmada 9-24 aylık 127 çocuk 7-8 yıl süreyle izlenmiştir. Çocuklar dört gruba ayrılarak bir gruba yalnızca besin desteği, bir gruba sosyo-kültürel uyarıcılar, bir gruba ise ikisi birden verilmiştir. İki yıl sonra her iki desteği alan çocuklar büyüme geriliği olmayan çocukların seviyesine ulaşmıştır. Altı yıl sonra yapılan bilişsel işlev testleri ve okul başarı değerlendirmelerinde besin desteği ve uyarıcı verilen çocukların test puanları daha yüksek çıkmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun bu yıl ilk defa açıkladığı çocuk, yoksulluk ve yaşam verilerinde 5-17 yaş arası çocukların yüzde 7,3’ü kendisini her gün depresyonda hissetmektedir. Verilere göre zorunlu eğitim çağındaki 1 milyon 958 bin 888 çocuk depresyonda ve kaygı altında yaşamaktadır. 13-17 yaş arası özellikle sınav döneminde olan çocukların yüzde 50’si aşırı kaygı durumu yaşamaktadır” denildi.

ZİHİNSEL GERİLİĞİN SEBEBİ BESLENME 


Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nun açıkladığı raporda, beyin fonksiyonlarının optimal düzeyde çalışabilmesi için yeterli beslenmenin şart olduğu belirtilirken, "Yetersiz Omega 3 yağ asiti alımı dikkat eksikliğine, öğrenme zorluklarına, hafıza sorunlarına yol açmaktadır. Çocuklar özellikle balık, yumurta, et, ceviz gibi besinlerden mahrum kaldığında beyin fonksiyonlarında gerilemeler yaşanabilmektedir. Yetersiz protein alımı beyin gelişimini yavaşlatmakta, bu durum öğrenme sürecini de olumsuz etkilemektedir. Demir eksikliğinin uzun süre devam etmesi dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, bilişsel gerilikleri ortaya çıkarabilmekte çocukların akademik başarısı için kalıcı hasarlar yaratabilmektedir. İyot eksikliği çocukların bilişsel performansını ciddi şekilde etkilemektedir. B vitamini eksikliğinde kas güçsüzlüğü ve yorgunluk sık görülen bulgulardandır. Dünyada önlenebilir zihinsel geriliğin başlıca nedeni yetersiz beslenmedir. B12 vitamini ve folik asit eksikliği uzun süreli hafıza sorunlarına yol açabilmektedir. İlkokula devam eden çocuklarda çinko düzeyi ile okuma kabiliyeti arasındaki pozitif ilişki olduğu bilimsel olarak saptanmıştır” ifadelerine yer verildi.