Ünlü yönetmen Christopher Nolan; Inception ve Interstellar gibi çağımızın bilim kurgu başyapıtlarını beyaz perdeye taşımış bir dâhidir.

Özellikle Batman serisi ile Heath Ledger’ın Joker’ini yarattı. Ve bizlere filmin ana karakterini değil kötü karakteri sevdirmeyi başardı.

Following ile başlayan, Memento ile tanınan, Prestij ile hayran bırakan, Başlangıç ile kafa karıştıran Yıldızlararası ile ufuk açan Oppenheimer ile zirveye oturan bir yönetmendir Christopher Nolan.

Nolan; senaryoları, filmlerdeki gizemi, ters köşeleri, ses ve görüntü efektleri ve anlatımı ile dünya sinemasının bana göre bir numarasıdır.

İşte Christopher Nolan’ın bile aklına gelemeyecek bir futbol hikayesi izledik Cumartesi günü Dolmabahçe’de.

Karşılaşmanın ilk dakikasından son düdüğüne kadar olan bölümün filmi çekilse eminim Oscar’a damga vururdu.

Her dakikası ayrı zevkli, içinde pek çok hikayeyi barındıran; hüznü, dramı, sevinci, heyecanı yani hemen hemen her duyguyu içinde bulabildiğiniz bambaşka bir futbol seyri yaşandı.

Antalyaspor’un ders niteliğindeki ilk golünden mi başlayalım.

Helton Leite’nin muazzam performansından mı?

Çizgiden çıkan toplardan mı yoksa Beşiktaş kalecisi Mert’in son dakikada hücuma çıkıp vurduğu kafanın penaltı olmasından mı?

Bir Beşiktaş efsanesi Sergen Yalçın’ın Antalyaspor teknik direktörü olarak kenarda olmasından mı başlamalıyız?

Yoksa uzun süredir bir dakika dahi süre almayan Ömer Toprak’ın yaptığı önemli hamlelerden mi?

Naldo’nun hatalarından, yaptırdığı penaltıdan mı yoksa Veysel’in cansiperane futbolundan mı?

Yoksa bin yılda bir denk gelecek penaltı atışından mı?

Neresinden başlamalı, neyi nasıl anlatmalı inanın bilemiyorum.

Çünkü bu maç bir köşe yazısına sığmaz.

Romanlar yazılır, filmi çekilir…

Bildiğim tek şey ise 90 dakika boyunca mücadele eden, sahaya her şeyini koyan, kazanmak için bir değil iki kişilik oynayan Antalyasporlu futbolcuların kazanılan 3 puanı sonuna kadar hak ettiğidir.

Yaptıklarımızın yanında yapamadıklarımız da halen devam ediyor.

Özellikle oyunu tutma noktasında sıkıntılar çekiyoruz.

Buna çözüm bulamıyoruz ama bulmak zorundayız.

Netice itibariyle milli araya 3 puan ile girdik bu çok ama çok önemliydi.

Dönelim Nolan’a…

Prestij, Başlangıç, Memento gibi filmlerin sonu ile bize ters köşe yapmayı başaran Christopher Nolan, Beşiktaş-Antalyaspor maçını izlemiş olsa inanın twistin kralını görürdü.

Çünkü böylesi bir sonu o bile düşünemezdi…