Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin 59'uncu yıldönümü.

O günlerde 8 yaşındaydım. Bir çocuğun gözleriyle yaşadım 60darbesini.

O gecenin sonrasında bir başka gece;Sabaha karşı kasatura, tüfek sesleriyle irkildim.Bir manga asker, başlarında bir de komutan geldiler! Babamı alıp götürdüler. Giderken pantolonunun ceplerini yokladı babam.Son parası 35 kuruştu, anneme verdi;'Hoşça kalın' dedi.

İzmir Poligon'da siyasiler koğuşunda yattı.60 darbesinin acılarını çekti. İşkencelerini yaşadı.Biz de henüz 4 kardeştik. Sıkıntı çektik...

Mahpusta İzmir'in siyasileri vardı.Babam Mehmet Ali Keskin, İşadamı Mehmet Ali Yeşilpınar,Çeşme eski Belediye Başkanı KelamiErtan.Bir koğuşta tutmuşlardı hepsini.

15 gün sonra babamı ziyarete gittiğimizde onu zayıflamış gördüm. Çökmüştü. Kolay değildi hani! Bir süre sonra hepsini serbest bıraktılar.

Siyaset yasakları geldi. O dönem iki parti vardı. İktidarda Demokrat Parti (DP)

Adnan Menderes Başbakan'dır. Muhalefette ise genel başkan İsmet İnönü ve CHP vardır. Darbe sonunda Adnan Menderes ve 2 bakanını astılar.

Her darbenin koşulları ve kışkırtıcıları olmuş vegerçek tarihçiler bunları yazmıştır.

Babamın o dönem yakın arkadaşı olan ve bakanlık da yapan Ali Naili Erdem bugün 92 yaşında. Dün bir gazetecinin sorularını yanıtlamış. Darbenin en yakın şahidi, darbeyi yaşamış.

Bugünkü siyasilerin ibret alması gereken sözler söylemiş... Demiş ki;

'27 Mayıs darbesi ile seçimle iktidara gelen bir siyasi parti alaşağı edilmiştir. O günleri tarihin sayfalarına gömdük, ama mazlum olan insanların ahı yerde kalmıyor. Ortaçağın zulmü neyse 27 Mayıs'ta o zulüm Türkiye'de yaşatılmıştır. O tarih bana göre zulmün dik alasıdır. Eğer dünyadaki işkenceleri alt alta koyarsanız, bu işkencelerin hiçbiri 27 Mayıs'ta olanları geçemez.'

'Onun (Başbakan Adnan Menderes) zamanında bir şey yapılmadı' diyorlar ama o 11 liman, Batman rafinerisi, 19 çimento ve 16 şeker fabrikası kurdu. Ondan önce coğrafya kitaplarında bir Çubuk Barajı vardı. Onun kavgası zengin bir ülke yaratma kavgasıydı.'

Ben 27 Mayıs 1960 darbe gecesini çocuk gözlerle gördüm.İçim acıdı. Babamı bir daha göremeyecek olmanın korkusunu yaşadım.

Son söz;

'Her darbe gerekçesi ne olursa olsun ülkemizi geriye götürdü ve insanımızın kimyasını bozdu. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğine mutlaka inanmalıyız.'