Siyaseten sancılı bir dönemden geçen Türk-Alman ilişkileri diplomasi ile aşılır mı? İki ülke arasında yaşanan çekişmeler ve siyasi gerginlikler nasıl yumuşar? Elbette tüm bu soruların yanıtı siyasilerde. Halk olarak bizim sorguladığımız ise madalyonun diğer yüzü, yani iki ülke halklarının yarım asrı geçen dostane ilişkileri. Açıkçası politikacıların siyasi gerginliklerinden nasibini alan halkların zedelenen dostlukları. İşte tam da bu noktadaki adres Türk-Alman Dostluk Federasyonu Antalya Temsilciliği. Ve bu dostluk kuruluşunun Temsilcisi Ayşe Çetkin'in değerli görüşleri. 'Aslında yaşanan bu siyasi gerginlik sürecinde en çok etkilenen halklar oldu' diyen Federasyon Temsilcisi Çetkin'in izlenimleri ve önerileri oldukça dikkat çekici.

'ASIL OLAN HALKLARIN DOSTLUĞU'

Türk-Alman Dostluk Federasyonu Antalya Temsilcisi Ayşe Çetkin, aynı zamanda AKUD Akdeniz Kültürler Arası Uyum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. Bu nedenle de elbette ki, görüşleri ve hedef noktaları iki ülke halkının iç içe geçmiş olan dostluklarının zedelenmemesi. Siyasi ilişkilerin geldiği noktadan tutunda 2018 turizmine nasıl yansıyacağına kadar olan tüm soruları samimiyetle yanıtlayan Çetkin, sözlerine başlarken ' Siyasi gerginlik ne zaman sona erer bilinmez ancak, edindiğimiz izlenimler, Alman siyasetçilerin Türkiye'yi hedef haline getiren izlediği politikaların artık kendi halkı üzerindeki etkisini yitirdiğidir. Kısacası, siyasetçiler ve siyasi gerginlikler gelip geçicidir. Asıl olan halklardır ve halkların dostluğudur' diyor. Peki, kimdir, işlevi ve üstlendiği misyon nedir Türk-Alman Dostluk Federasyonu Antalya Temsilciliğinin. Önce tanıyalım.

Türk-Alman Federasyonu Antalya Temsilciliği'nin kuruluş amacı?

'Kültürler arasında paylaşım ve karşılaşma imkanları yaratmak, kültürel ve sosyal çalışmalar ile karşılıklı anlayış süreçlerini teşvik etmek amacıyla 2001 yılından bu yana Almanya'nın Münih kentinde faaliyet gösteren Federasyon'un Antalya Temsilciliği, aynı amaç doğrultusunda Antalya'da yaşamayı tercih eden yerleşik alman vatandaşlarının, sosyal, kültürel uyum ve yerel halk ile iletişim süreçlerine destek olmak üzere kuruldu.'

Faaliyet alanı ve üstlendiği misyon?

Türkiye ve Almanya arasında kültürel ve sosyal işbirliğine katkı sağlamak, paylaşımı ilerletecek öğrenme süreçlerini harekete geçirmek, taraflara kültürel çeşitlilik dünyasında ki kendi hayat tarzını bulabilmek adına alternatif çözüm yolları sunmak ve yeni bakış tarzları oluşturmak. Bu doğrultuda, toplumların yaşaması, varlıklarını dostluk ve barış içerisinde sürdürebilmeleri için ortak değerlerin oluşturulması gerekliliğine olan inancımız ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız, öncelikle Türkiye'nin yurt dışında daha iyi tanınması, iki ülke halklarının paylaşım ve diyaloglarının en üst seviyede ve eşit şartlar da sürdürülmesini amaçlamaktadır. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz, Bahar şenliklerimiz, Antalya Alman Konsolosluğu Resepsiyonunda Türk ve Alman milli marşlarını seslendiren ve çeşitli etkinliklerde sahne alan Türk Alman Dostluk Koromuz, Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlediğimiz kültür günleri kapsamında resim sergisi, İnsan ve Yaşam konulu panel ve Antalya Alman Konsolosluğu ile birlikte büyük bir memnuniyetle katkıda bulunduğumuz ADOB Barok Cevaplar Konseri, Kültürel geziler, Antalya Göç İdaresi işbirliği ile yerleşik alman vatandaşları için düzenlediğimiz bilgilendirme toplantıları ve özellikle üstlendiğimiz misyona en güzel örneklerden biri olan, Ramazan ayında Antalya Müftüsü Sayın Osman Artan Bey'in daveti ve Antalya Aziz Nicholaus Kilisesi Rahibi Sayın Ludger Paskert ve birçok Alman vatandaşın katılımı ile organize ettiğimiz İftar Yemeği ile vermiş olduğumuz dinler arası barış ve kardeşlik mesajımızdır. Özetle, kültürel farklılığın ele alınması, halkların ortak barış, dostluk ve paylaşım değerlerinin oluşması sadece çoğunluk ile azınlığın birlikte hareket etmesi neticesinde beraberce üstesinden gelinebilecek bir görevdir'.

Federasyon Antalya Temsilciliği ile AKUD arasındaki organik bağ?

'Türk Alman Dostluk Federasyonu Antalya temsilciliği, merkezi Münih'te bulunan DTF Türk Alman Dostluk Federasyonu tüzüğüne bağlı olarak çalışmalarını yürüten bir temsilciliktir. AKUD Akdeniz Kültürler Arası Uyum Derneği ise bağımsız, ayrı bir tüzük ve Yönetim Kuruluna sahip İl Dernekler Müdürlüğüne resmi kayıtlı bir dernektir. Aynı hedef doğrultusunda, iki ülke arasında ortak kültürel, sanatsal, sosyal paylaşımların ve proje çalışmalarının daha yoğun ve verimli gerçekleştirilebilmesi amacıyla AKUD Derneği, DTF Federasyonu'na üye olmuştur'.

AKUD'un verdiği hizmet ve hedefleri?

'Akdeniz Kültürler Arası Uyum Derneği, özellikle Antalya ve yakın ilçelerinde yerleşik olarak ikamet eden alman diline vakıf, Alman, Avusturya ve İsviçre vatandaşları ile çeşitli kültürel, sosyal etkinlik ve projeler ile bir araya gelerek, Türkiye'nin ve Türk insanının değerlerini, tarihini, kültürünü, gelenek ve göreneklerini, sanata yakın duruşunu tanıtmayı, anlatmayı hedeflemektedir. Bu arada da bilgilendirme, sorun ve dileklerin iletimi hususlarında yerel yönetimler ile Avrupalı vatandaşlar arasında köprü görevini üstlenmektedir.'

Küreselleşmenin etkisinde olan Antalya'nın Federasyondan beklentileri neler?

'Farklı ülke vatandaşlarının yerleşik olarak yaşamayı tercih ettiği Antalya gibi metropol kentler,zaman içerisinde küreselleşmenin yoğun etkisiyle,halklar arasında ki kültürel farklılıkların ortadan kalkması ve tek kültürlülüğe doğru bir eğilim gösterme ihtimali ile karşı karşıya kalırlar.Farklı toplumsal kültürlerin, inanç ve beklentilerin daha iyi tanınması, ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması, kültürel ve sosyal değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin sınırları aşarak dünya çapına yayılmasında STK'lar önemli bir rol oynar. Ancak ve ancak halklar arası iletişim olanaklarını en iyi kullanan ve iletişim kanallarını en iyi şekilde kendi kültür kaynaklarına kanalize eden toplumların kültürü küresel boyutta baskın hale gelmekte ve kendi öz benliğini koruyabilmekte. Tarihi M.Ö. 14. Ve 15. Y.Y.'a dayanan, ve bugüne kadar kendi gelenek ve görenekleri içerisinde yoğrularak, kendine has muhteşem bir kültür hazinesine dönüşen Antalya bölgesinin beklentisi, bu hazinenin korunması, uluslar ötesine tanıtacak çalışmaların ve projelerin geliştirilmesidir. Bu noktada, halklar arası iletişimi, kültürel ve sosyal çalışmaları kendine hedef edinen, AKUD Derneği, DTF Federasyonu gibi Sivil Toplum kuruluşlarının önemi artmakta'.

İki ülke arasındaki siyasi gerginlik ile ilgili görüşleriniz. Federasyon ve AKUD olarak?
'Ülke ilişkileri karşılıklı menfaatlere dayalıdır. Menfaatler biter, çıkarlar ters düşerse sözüm ona dostluklar da rafa kalkar. Tüm dünya ülkeleri arasındaki siyasi düzen bu. Türkiye Almanya arasında ki siyasi gerginliğin temelinde da asıl bu yatıyor olsa da, Alman Parlamentosu'nun Ermeni soykırım yasa tasarısını kabul etmesi ile birlikte siyasi gerginlik ile birlikte psikolojik gerginlik de tetiklendi.Buda maalesef ki kasıtlı olarak alman siyasetçiler tarafından halka indirgendi, Türkiye karşıtı negatif algı oluşturulmaya çalışıldı, kısmen de başarılı olundu. Dolayısıyla da her iki ülke halkı, içlerinde birbirine karşı bastırılmış öfkeleri, hırsları, özellikle sosyal platformlarda üzülerek izlediğimiz tartışmalarda gün ışığına çıktı ve yarım asırdan fazladır iç içe geçmiş olan dostluk ve akrabalık ilişkileri karşılıklı sorgulandı, kırgınlıklar yaşandı. Aslında yaşanan bu siyasi gerginlik sürecinde en çok etkilenen halklar oldu'.

Dışişleri Bakanı Gabriel'in Antalya'da Bakan Çavuşoğlu'nu ziyareti zeytin dalı mı sizce?

'İki ülke siyaseten zor bir süreçte o nedenle çok da fazla beklentiye girmemek lazım. Önümüzde aşılması gereken ciddi sorunlar, karşılıklı beklentiler var. Almanya'nın siyasi olarak da dost ülke olduğunu göstermesi gereken, kesin tavrını belirlemesi gereken durumlar var. Bunlar hallolmadığı, ortak tavırlar alınamadığı sürece çekişmeler bitmez. Bakan Çavuşoğlu ile Türkiye'ye seyahat uyarıları yapan Alman mevkidaşı Gabriel'in özellikle Turizm bölgesi Antalya'da bir araya gelmeleri ve medyaya düşen birkaç ''dostane sohbet ediyorlar'' kareleri, Gabriel'in Kaleiçi gezintisi, bunlar elbette kısa dönem için pozitif bir algı yaratacak, Antalya Turizmini de olumlu etkileyecek görüntüler. Ancak bu görüşmeden kısa süre önce Schroeder'in Türkiye'ye resmi olmayan ziyareti ve sonrasındaki gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda, Almanya zeytin dalı uzatıyor diye tek taraflı bir değerlendirilme yapılması çok gerçekçi olmaz diye düşünüyorum. Resmin tamamını görmek lazım'.

Söz konusu ilişkilerin 2018 turizmine yansıması dersek?

'Açık söylemek gerekirse, gelişen olumsuzluklardan etkilenen ve 2017'de farklı tatil destinasyonlarını tercih Alman Turist, Türkiye'nin güzelliklerinden, misafirperverliğinden ve uygun fiyata tatil fırsatlarından mahrum kaldılar. Edindikleri bu tecrübe ile 2018'de yönelecekleri tatil destinasyonu yine Türkiye olacaktır. Yumuşuyor gibi görünen ilişkilerin muhakkak ki olumlu bir yansıması olacaktır ancak tekrar ilişkiler gerilse bile Alman halkının artık çok fazla bundan etkileneceğini düşünmüyorum. Bu konuda bizlerde elbette üzerimize düşeni elimizden geldiğince yapma gayretindeyiz. Bugüne kadar yaratılan negatif algı oyunları ile halkların dostluğuna gölge düşürülme çabasına karşılık Dernek çalışmalarımızın yanı sıra 2015 'den bu yana yayınladığımız HARMONİ-E Türk Alman Dostluk ve Kültür Dergimizde işlediğimiz kültür, sanat, sosyal, tanıtım ve turizm içerikli konular ile Türkiye tanıtımına katkı vermeye çabalıyoruz. Bunun yanı sıra çok önemsediğimiz ve ilk çıkış noktamızı da belirleyen, burada yaşamayı tercih etmiş yerleşik Avrupalı vatandaşların Türkiye'yi anlatmasıdır. ''İnsan ve Yaşam'' konsepti altında dergimize misafir ettiğimiz çoğu alman vatandaşı dostlarımız kendi ülke vatandaşlarına Türkiye'den kendi yaşam hikayelerini anlatıyorlar, Türkiye tanıtımına katkıda bulunuyorlar ve bizlerle birlikte ön yargıları törpülemek için gayret gösteriyorlar. 3'ncü Turizm Şurasında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi,''burada yaşayan yerleşik Avrupalı dostlarımız Türkiye'nin fahri tanıtım ordusudur''bilinciyle, bugüne kadar dernek ve dergi çalışmalarımızı yürüttüğümüz Antalya bölgesinde edindiğimiz geniş portföyümüz ile çok daha ses getirebilecek ve Türkiye tanıtımına daha güçlü katkı verebilecek projeler üzerine çalışmaktayız. Ortak proje çalışmalarına maalesef ki çok da açık olmayan yerel yönetimler, tanıtım vakıfları, turizm birlikleri gibi stratejik konumda bulunan kurumlar kendi kabuklarından sıyrılıp farklı fikir odakları ile ortak projeler üretmeye açık hale gelmeli. Bunun da sadece 2018 değil bundan sonraki yılların turizmine de pozitif olarak yansıyacağından emin olabilirsiniz'.

AKUD Başkanı ve Federasyon Antalya Temsilcisi olarak beklentileriniz?

'Akdeniz'inin incisi Antalya, hızla büyüyen ve gelişen bir kent. Doğasıyla, kültürel hazinesiyle, tarihiyle, sanatsal etkinlikleri ile, insanların güler yüz ve misafirperverliği ile, çok kıymetli akademik çalışmaları, öğrenci değişim programlarıyla ve özellikle de gelenek ve göreneklerini modern dünya ile entegre edebilen, birçok farklı kültürü barış ve dostluk içerisinde içinde barındıran bir dünya şehri. Özellikle temsil ettiğim kurumlar gereği beklentim,hızla değişen dünyada küreselleşmenin olumlu etkileri yanı sıra getirdiği olumsuz etkiler altında özelliklerimizi yitirmeden , yozlaşmadan,yerel yönetimler ve Antalya halkı ile birlikte şehrimizin değerlerine sahip çıkmak, gelişimine ve tanıtımına katkıda bulunmak ve her yönüyle dünyaya örnek teşkil edecek bir pencere açabilmektir. Size ve Ekspres Gazetesine teşekkür ediyoruz'.