Erzurum’da kar yağsa Rize’de üşüyorum türküsünü söylemişti İsmail Türüt…
Bu ülkenin neresinde bir acı olsa vatanını bayrağını seven her vatandaşın acı çektiğini üzüldüğünü hatta kahrolduğunu düşünüyorum.
2016 gitti kurtulduk lanetli yıldan derken bir melunun Reina’da ortalığı kana bulaması “ Yeni gelen yıl da aynı sıkıntıları mı yaşayacağız” sorusunu akıllara getirdi.
Yeni yıl programı yapmayıp evde takılmayı tercih ettiğim için erken uyudum. Alışkanlık sonucu güne haberle başlama isteği ile açtım bir haber kanalını ve kanlı eylemi gördüm. İlk aklıma gelen İstanbul’da yaşayan akrabalarım oldu. Telefona sarıldım “ biz de sıkıntı yok “ cevabını aldım.
36 insan, 36 ayrı ocak, hane, 36 ana baba kardeş, Eş çocuk Yeni yılın ilk gününde kahroldu, yıkıldı.
Sosyal medyada ulaşabildiğim görüntüleri izlerken tüylerim diken diken oldu.
Bu nasıl bir ruh halidir.
Elinde makineli tüfek hesapsızca tarama.
Bu adamı ya da adamları nasıl bir anne doğurdu ya da bunu hangi baba yetiştirdi.
Hangi okulda eğitim aldı bu cani.
Bu ülkenin imkanlarından yararlanıp kazanıp harcayan nasıl böyle bir şey yapar anlamış değilim.
Kendilerince sebep uyduruyorlar malum yerlerinden
Bunun hesabını bu dünyada vermekten geçtik öteki dünya da bu yaptıklarını nasıl anlatacaklar bu günahın altından nasıl kalkacaklar?
Gün boyu kar yağan İstanbul beyaza bürünmüşken temizliğin simgesi beyaz ve kar kana bulandı.
Bu işi yapan şerefsiz kaçtı.
Mutlaka yakalanacaktır.
Neymiş derdi çok merak ettim
Ve nasıl bir ceza alacak.
İdam da yok, besleyeceğiz bu deyyusu cezaevinde.
Ölen vatandaşlarımızın ve bizlerin ödediği vergilerle yaşamını sürdürecek bu yaratık.
Bilmem anlatabildim mi?