Geçtiğimiz hafta öyle bir milli ara geçirdik ki, gerçekten inanılır gibi değildi.
Adeta güzel başlayan ancak sonu felakete dönüşen bir film gibi geçti.
Aslında geçti mi tam da emin değilim.
Çünkü A Milli takım, sonuna kadar getirdiği işi ne yazık ki tamamlayamadı.
İlk olarak Kayseri’de konuk ettiği Galler’i son dakikada kaçak golle yenemedi sorasında ise Karadağ deplasmanından mağlubiyetle ayrıldı.
Hata üstüne hata izledik.
Galler maçında da hatalarla dolu bir maç oynandı Karadağ maçında da.
Ve Milli takım yine imkansızı başardı, olmayacak olanı oldurdu.
Şaka desek şaka değil.
Ancak keşke şaka olsaydı.
Turnuva boyunca sadece 1 gol atabilmiş, puanı dahi olmayan bir ekibe 3 gol yiyerek mağlup olmak rüyamızda görsek inanmayacağımız bir şeydi.
Ama gerçek oldu.
Sahaya çıkan kadrodan oynanan oyuna kadar her şey yanlıştı ve kötü başladığı gibi kötü de bitti.
Şimdi ise A Ligi’ne çıkabilmek için Macaristan ile karşı karşıya geleceğiz.
Şanslar eşit.
Ama mutlaka Galler ve Karadağ maçlarından ders almak zorundayız.
Alamazsak zaten Macaristan’ı da geçemeyiz.
Karadağ maçında zemin çok konuşuldu.
Evet, korkunç bir zeminde oynadık.
Bunu hepimiz kabul ediyoruz.
Ancak o zeminin öyle olduğunu herkes biliyordu. Ve buna karşı mutlaka bir B planı yapılmalıydı.
Ama A Milli takımın B planı yapmadığı gibi maçı da önemsemediğini ve hatta rakibi küçümsediğini izledik.
Böyle olunca da belki de tarihimizin en kötü sonucunu aldık.
Macaristan maçı bana göre Montella’nın son şansı olacaktır.
Geçerse devam eder.
Üzülürsek ülkesine döner…