Milli aranın ardından Süper Lig’e yeniden dönüyoruz.

Hem de son iki sezonun şampiyonu olan bu sene de liderlik koltuğunda oturan Galatasaray maçı ile.

Antalyaspor’da işler aslında ne iyi ne de kötü durumda.

İnişli-çıkışlı bir grafik çiziyoruz.

Ligde kötü durumda değiliz belki ama çok da iyi sayılmayız.

Milli ara öncesi kazanabileceğimiz Rize deplasmanından eli boş döndük.

Hem de çok iyi futbol oynadığımız, en organize oyunu sahaya yansıttığımız bir mücadeleden puansız ayrıldık.

Neden?

Kaleci performansı yüzünden.

Öylesine inanılmaz iki kötü gol yedi ki, söyleyecek kelime bile bulunamaz.

Fenerbahçe ve Kasımpaşa maçlarından her ne kadar hatalar yapmış olsa da diğer maçlara nazaran biraz daha iyi performans izlemiştik.

Ancak Rizespor maçındaki oyunu eleştiri oklarının yönelmesine neden oldu.

Bu performansını da devam ettirirse büyük ihtimalle devre arasında yollar ayrılır diye düşünüyorum.

Çünkü ne bize, ne teknik ekibe ne de önünde oynayan futbolculara güven verdiğini düşünmüyorum.

Hoca ve teknik ekip güvenmiyorsa peki neden oynatıyor? gibi bir soru sorulabilir

O da hocanın bileceği bir iş…

Galatasaray maçında tribünlerin Fenerbahçe maçına nazaran daha kalabalık olmasını bekliyorum.

Zor bir karşılaşma olacaktır.

Çünkü karşımızda güçlü ve önemli yıldızları olan bir ekip var.

Ancak yenilmeyecek bir takım da değiller.

Özellikle savunmada çok hatalar yapıyorlar ve defansın arkasına çok adam kaçırıyorlar.

Şayet iyi savunma yapar, önemli yıldızlarını kitler ve defansın arkasına sarkabilirsek gol bulabiliriz diye düşünüyorum.

Yeter ki 90 dakika boyunca konsantrasyonu devam ettirelim.

Bu maçtan alınacak puan veya puanlar Rize maçının telafisi demek olur.