Bir zamanlar, Osmanlı coğrafyasında derin bir iz bırakan Şeyh Abdülvahhab, Vâhib-i Ümmî olarak da bilinirdi. Günümüzde, eğitim faaliyetlerini sürdürdüğü hankahın yanında, zamanın eline bıraktığı ahşap türbede yatıyor. Bu sessiz mekan sadece onun değil, eşi ve iki çocuğunun da son istirahatgahı.
Vahib-i Ümmî, Halvetiyye'nin orta kol olarak adlandırılan Ahmediyye kolunun Mısriyye şubesinin ilk temsilcisiydi. Osmanlı asırlarında kök salan bu tarikatın orta kolundaki misyonu, Vahib-i Ümmî tarafından titizlikle sürdürüldü. O, manevi yolculuğunu orta kolun öncüsü olarak yazdı ve bu mirası devralan halifeleriyle birlikte anlam kazandı.
HALİFELER VE YOL ARKADAŞLARI
Vahib-i Ümmî'nin erkanını devam ettiren halifesi Eroğlu Nuri oldu. Ancak onunla birlikte Şeyh Armağan ve Şeyh Ömer Mazhari gibi ruhani liderler de yetişti. Şeyh Ömer Mazhari, Vahib-i Ümmî'den aldığı eğitimle Denizli'ye ulaştı ve burada manevi bir iz bıraktı. Şiirlerindeki derinlik ve bilgelikle tanınan Şeyh Ömer Mazhari, Vahib-i Ümmî'nin mirasını büyük bir sadakatle devraldı.
ŞİİRLERİN ARDINDAKİ SES
Vahib-i Ümmî'nin şiirleri, zamanın dokusunu yansıtan birer ayna gibiydi. Her ne kadar oturup kalkamayacak kadar şikayet ettiği dönemler olsa da, yaklaşık 110-120 yıl süren uzun bir ömre şahitlik ettiği görülüyor kaynaklarda. Şiirlerinde din ve tasavvufun iç içe geçtiği bir evren vardı. Estetik kaygılardan uzak, tamamen dinî ve tasavvufi görüşlere odaklanan bu şiirler, bir Hak aşığı ve sufi şairin iç dünyasına ışık tutuyordu.
AHLAKİ YOLCULUK
Vahib-i Ümmî, şiirlerinde sadece dinî temaları değil, ahlaki unsurları da işledi. Şiirlerinde, ideal bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini, Kur'an'dan ayetlere dayanarak anlattı. Onun şiirleri, bir şairin ifadeleri olmanın ötesinde bir yaşam rehberi ve manevi bir haritaydı.
SONSUZ İSTİRAHAT
Vahib-i Ümmî'nin huzur içinde yattığı türbe, Elmalı Pınarbaşı'nda, zamanın ötesinde bir çeyrek asır boyunca şahitlik ettiği yaşamın sessiz bir tanığıdır. Yıllar geçtikçe, türbe yenilendi ve şairin, eşinin ve çocuklarının manevi mirası burada sürdü. Ziyaretçiler, bu kutsal mekanın içindeki ahşap duvarların ardında, bir hak aşığı ve şairin hikayesine dair sesi duyarlar.
