Elmalı-Kaş karayolu, kır çiçekleri arasında dolanarak, bu gizemli höyüğe doğru yol alıyor. On dört buçuk kilometre süren bu yolculuk, Elmalı Ovası'nın kalbine, Hacımusalar Höyüğü'nün sırlı dünyasına ulaşmak için. Deniz seviyesinden 1040 metre yüksekte, gökyüzüne doğru yükselen bu yuvarlak höyük, zamanın hafızasını içinde barındıran bir taş tanrıçası gibi duruyor.
TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Doç. Dr. İlknur Özgen ve ekibi, bu gizemli topraklarda 1994 yılından beri kazılar yaparak geçmişin perdesini araladılar. Neolitik Çağ'dan Orta Bizans Dönemi'ne kadar uzanan kesintisiz bir hikaye, her kazmanın vuruşuyla gün yüzüne çıktı. Adı Khoma olarak anılan antik çağın bu yerleşimi, sırlarla dolu bir masalın anahtarını sunuyor ziyaretçilere.
Höyüğün yamaçlarında teraslar, geçmişin izlerini birer basamak gibi sunuyor gözlerimize. Erken Tunç Çağı'ndan Roma ve Bizans Demir Çağı'na kadar uzanan katmanlar, zamanın hikayesini desen desen işlemiş toprağa. Bizans kilisesinin kalıntıları, mozaik zeminleri ve duvar resimleri, geçmişin dini ritüellerini çağrıştırır gibi duruyor, adeta tarihle dans eden hayaletlerin izini sürüyor.
GEÇMİŞİN YANKILARI
Hikayenin ortasında duran ‘Üç koçlu bir yapı’ sadece taşların değil, ruhların da dilini konuşuyor. Kazı başkanı İlknur Özgen'in dediği gibi, bu yapı, zamanın kucağında bir zaman tünelidir. İlk halinde bile, 600 metrekarelik bir anlam yaratmış, taşların arasında geçmişin yankılarını barındırmıştır.
Hacımusalar, adeta bir piskoposluk listesinin sayfalarından süzülüp gelmiştir. Kazı başkanının ifadesiyle, Khoma'nın bu topraklarda bir dini merkez olarak belirmesi, bulgularla örtüşerek tarihin sayfalarını doğrular niteliktedir. Yerleşmenin çevresini saran surlar, bir zamanlar buranın ne kadar iyi tahkim edildiğini gösterirken, Bizans Dönemi'nde surun yenilenmemesi ise buranın sakinlerinin muhtemelen din adamlarından oluştuğuna işaret etmektedir.
Hacımusalar Höyüğü’nde geçmişin sessiz fısıltılarıyla dolu, zamana direnen bir hikaye vardır. Bu höyük, sadece taşların üzerinde değil, zamanın kumaşında da var olmuş bir destandır. Ve bu destan, her yeni kazıda, her toprak parçasının altında yeni bir sayfa eklenerek, sonsuza kadar yazılmaya devam ediyor. Haber/Erendiz ÖZKURT