Bir zamanlar, Antalya'nın sınırları içinde, Elmalı ilçesinin huzur veren sınırlarında Karagöl, doğanın gizemli kollarında dans ederdi. Fakat zamanın acımasız yüzü, bu masum göllerin yaşamını altüst etti.

BİR TARIM HAYALİ

Yıllar önce, 1976-1980 yılları arasında, tarımın bereketini artırmak adına, Elmalı'nın gözbebeği olan Karagöl ve Avlan Gölü, kurutulma kararıyla sarsıldı. Toprakların alüvyonlu kolları arasında bir gelecek hayali kuruldu. Göllere veda edilirken, meyve bahçelerinin yeşerdiği hayal, tarım topraklarına dönüşmeye başladı.

Indir-65

KURUYAN GÖLLER, DEĞİŞEN İKLİM

Karagöl ve Avlan Gölü'nün kuruması, doğanın kalbinin durmasına sebep oldu. Sıcaklıklar yükseldi, yağışlar azaldı, yeraltı suyu seviyeleri düştü. İklimin değişmesiyle birlikte, elma tarımı durma noktasına geldi. Kurumuş topraklar, tarımın bereketini değil, göllerin hüznünü artırdı.

HALKIN MÜCADELESİ

İlçe sakinleri, göllerin özlemini yüreklerinde taşıyarak, çaresizliklerini Çevre ve Orman Bakanlığı'na taşıdılar. Bu çığlık, Avlan Gölü'nde suyun yeniden çağlayarak dans etmeye başlamasına neden oldu. Ancak gölün tabanındaki çökmeler kalıcı izler bıraktı.

Karagöl'ün fazla suları, önce Avlan Gölü, sonra da Düden mahallesi yakınlarındaki düdenlerin özlemini dindirdi. Su, göllerin arasında bir özlem köprüsü kurarak, doğanın kucaklaşmasına tanıklık etti.

10451 Avlan Golu1

DOĞANIN ZAFERİ

Karagöl'de direnişin sembolü, Kazan Pınarlarının çıkışıydı. Küçük bir alanda, karstik kaynakların güçlü çıkışıyla, doğa kendini savundu. Bu kutsal alan, gölün kuruma oyununa boyun eğmedi.

Göllerin hüzünlü masalı, Elmalı Karagöl'ün sessiz çığlığıyla dolu. Doğanın dengesiyle oynandı, tarım hayalleriyle yankı buldu. Ancak doğa ve halkın her daim direnç gösterdi ve göllerin yeniden nefes alışına tanıklık edildi.

Muhabir: ERENDİZ ÖZKURT/ÖZEL HABER