2024 yılında geçerli olan asgari ücretin açıklanmasından sonra memur ve memur emeklisine uygulanacak zam oranı da belli oldu. Memur ve memur emeklilerinin aylık artışları yüzde 49,25 oldu. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin maaş artışları ise yüzde 37,57 olarak açıklandı. Emekli Meclisleri Sendikası Koordinasyonu yaptığı açıklamada, “ İktidarın güdümünde olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başta olmak üzere ideolojik ve ekonomik aygıtları, emeklileri bir kez daha açlık, yoksulluk ve sefalete sürükleyen bir oransal maaş artışı ile oyalama yolunu tercih ettiler” ifadelerine yer verildi.
‘EMEKLİLERDEN KURTULMAK İSTENİYOR’
Açlık sınırının altında bir maaşla yaşamın mümkün olmadığını ve bunun kişiyi ölüme mahkûm etmek anlamına geldiğinin altını çizen Emekli Meclisleri Sendikası Koordinasyonu, “İktidar da gayet iyi biliyorlar fakat toplumun işsiz ve mülksüzlerden sonraki en yoksul tabakasını oluşturan emeklileri gözden çıkarmış ve hatta onlardan kurtulmak için maskelenmiş çeşitli ince politikalar geliştiren iktidar bloku, hiç gözünü kırpmadan biz emeklileri diri diri evlerimize gömdü. Çocuk ve torunlarımızın eline bakmaya muhtaç hale getirdi. Bu durum, İMF ve Dünya bankası gibi uluslararası sermaye kuruluşlarının tüm dünya emekli ve emekçilerine uygulanmasını istedikleri politikaların ülkemize yansımasının sonucudur” denildi.
‘EMEKLİLER ÖLÜM AYLIĞI ALIYOR’
TÜİK’in açıklamış olduğu yüzde 64,77’lik yıllık enflasyon ve buna istinaden hesaplanan yüzde 37,57’lik Temmuz-Aralık 2023 dönem farkının gerçeği yansıtmadığı ve bunun bir illüzyondan ibaret olduğunu sokaktaki herkesin bildiğini vurgulayan Emekli Meclisleri Sendikası Koordinasyonu, “Açlık sınırının 14 bin 431 TL ve yoksulluk sınırının 47 bin 9 TL olarak belirlendiği günümüz Türkiye’sinde memur ve memur emeklilerine yüzde 49,25 İşçi ve BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 37,5’lik zam emeklilerin hiçbir derdine derman olamayacağı gibi, emeklilerin böyle iki farklı kategoride değerlendirilmesi de oldukça tehlikeli bir yaklaşımdır. Emekli dul ve yetimleri ile engelli, emekli çiftçi ve yaşlıların durumu ise daha da içler acısıdır. Elbette ki bu bilinçli bir tercihtir ve ‘böl-yönet’ toplumsal mühendislik politikasının bir parçasıdır. Gördüğümüz kadarıyla milletvekili emeklileri dışındaki tüm emeklilerin tamamı yoksulluk sınırı altında bir emekli maaşı alırken aynı zamanda milyonlarcası ise açlık sınırının da altında bir ‘ölüm aylığı’ ile adeta ölmemeye çalışmaktadır. Bunun adı yaşam olamaz” açıklamasında bulunuldu.
‘EMEKLİLER ÖRGÜTLENMELİDİR’
16 milyon emeklinin olduğunu belirten Emekli Meclisleri Sendikası Koordinasyonu, “Yaklaşık 16 milyon emeklinin örgütsüzlüğü elbette ki iktidar blokunun bu gayri insani politikalarını yaşama geçirmesi, onların işini kolaylaştırması ve her seferinde emekli maaşlarındaki reel erimeyi daha da çok büyük bir heves ve korkusuzca yaşama geçirmelerine uygun ortam sağlamaktadır. Biz emeklilerin aleyhine olan bu kötü gidişata dur demenin yolu, 16 milyon emeklinin din, dil, ırk, siyasal düşünce farklılığı, etnik köken, sosyal statü gibi yapay farklılıkları bir kenara bırakıp, ‘emek ve insan’ eksenli bir sendikal örgütlülük çatısı altında toplanmaktan geçiyor. Hiç şüphe yok ki buna en uygun örgütlenme modeli doğrudan demokrasi, doğrudan demokratik katılım ve buna en uygun örgütsel form olan Emekli Meclisleri şeklindeki örgütlenmedir” denildi. HABER/ÇİĞDEM KORKAN