KÜLTÜR - SANAT

Eynif Ovası'nın ardındaki Tol Han

Toros Dağları'nın eteğinden fısıldayan rüzgarlar, yüzyıllardır kervanların dans ettiği eski bir geçiş noktasını hikayeleştirir. Eynif Ovası, bu masalsı yolculuğunun arasında, tarih boyunca yol yorgunlarının soluklandığı, hikayelerin doğduğu bir dinlenme durağı olmuştur. Ova, kendine has büyüsü ve anılarıyla dolup taşarken, bu efsanevi serüvenin nefes kesici bir detayını barındırır: Tol Han

ZAMANIN KUCAĞINDA BİR GÖRKEM

Selçuklu dönemine ait, 13. yüzyılda doğmuş bir maziden yankılanan Tol Han, dağların içinden geçerek Eynif Ovası'na ulaşan kervanların huzur bulduğu bir anıttır. İşte, bu heybetli yapı, zamanın ağırlığına meydan okuyan çökmüş duvarları ve dimdik direnen kemerleriyle adeta bir zaman tünelidir. Yıkılmış duvarlar arasında, geçmişin izlerini taşıyan kemerler, tarihle dans eden bir destanın sessiz şahitleri olarak ayakta durur.

ALAADDİN KEYKUBAT’IN EFSANEVİ ESERİ

İbradı Belediyesi kaynaklarına göre, 1220-1237 yılları arasında İmparator I. Alaaddin Keykubat'ın gözetiminde inşa edilen Tol Han, klasik bir plana sahiptir. Ancak ilginç bir detayla; Han'ın planında mescit bulunmaz. Tol kelimesi, halk arasında taş kemer ya da taş kemerlerle yapılmış ev, oda ya da kapı anlamına gelir. İşte Tol Han, adeta bu tanımın ta kendisidir. Taş kemerleri, hala çevre duvarlarını ve kapı kısmını ayakta tutarak, zamanın ötesinde bir direnişin simgesi olmuştur.

ZAMANIN YOLCULARI

Göçebe kervanların, tarih kokan duvarlara bıraktığı izler, Tol Han'ın hüzünlü hikayesini anlatır. Eynif Ovası'nın ve İbradı'nın ticaret yollarının kesişim noktasında yükselen bu han, zamanla savaşmış, kervanların yorgun ayaklarını dinlendirmiş ve geçmişin izlerini taşımıştır. Bugün yıkık durumda olmasına rağmen, Tol Han'ın görkemi, ziyaretçilerini geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarmaya yetecek kadar büyüleyicidir. Haber/Erendiz ÖZKURT