Daha çok Akseki’nin göğe yükselen tepe noktalarında duran bu evler, geçmişin izlerini günümüze taşıyan birer anıt gibidir. Her bir taş, her bir ahşap parçası, geçmişin hikayesini anlatan sessiz tanıklardır. Bu evlerin ismi, mimarisiyle bütünleşmiş bir şairin lirik dizelerini andırır; düğmeli evler, adeta zamanın nağmelerine kulak veren, geçmişin melodisini günümüze taşıyan birer müze gibidir.

MİMARİ SIR

Düğmeli evlerin mimarisindeki eşsiz detay, sedir katran ağacının ustaca işlenmiş parçalarının birbirine kenetlenerek, iskelet oluşturmasıdır. Her bir ahşap, diğerine öyle bir uyum içinde yerleştirilmiştir ki, bina adeta kendi içinde bir hikaye anlatır gibi durur. Dıştan bakıldığında da bu birleşim noktaları düğmeyi andırdığı için bu isimle anılır evler. Ahşabın dansıyla taşın ahenk bulduğu bu yapılar, adeta birer sanat eseri gibi gökyüzüne yükselir.

Düğmeli evlerin özgün yapısı, sadece mimari bir şölen sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğal malzemelerle yapılmış olmalarıyla da dikkat çeker. Evlerin taş duvarları, sadece görsel bir şölen sunmaz; aynı zamanda andız ağacı kullanılarak süslenir. Bu süslemeler, sadece taşıyan birer öğe olmanın ötesinde, bölgenin geçmişine dair birer anıdır.

GELENEKSEL AKSEKİ EVLERİ

Geleneksel Akseki evi, taşın sağlamlığıyla ahşabın sıcaklığı arasında bir denge kurarak, adeta doğanın bir parçası gibi yaşar. Depreme meydan okuyan yapıları, yıllara direnen direnciyle bilinir. Yazın serin rüzgarlarıyla, kışın sıcak esintileriyle iç içe geçen bu evler, zamanın ötesinde birer varlık olarak günümüzde hala dimdik ayakta durur.

Akseki'nin düğmeli evleri, sadece birer yapı değil, adeta birer zaman kapsülüdür. Her biri, geçmişin sırlarını taşıyan birer kitap gibidir. Zamanın dokusunu hissettiren, geçmişle geleceği buluşturan bu evler, Akseki'nin tarihine ve kültürüne bıraktığı izlerle, unutulmaz bir hikayenin parçası olmuştur. Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin