Denizin karanlık sularının derinliklerinde, Antalya'nın Kemer ilçesine yakın bir noktada, sualtı dünyasının eşsiz güzelliklerine ev sahipliği yapan Paris 2 Batığı yatıyor. Adını taşıdığı Fransız gemisi, 1917 yılında Türk komutan Mustafa Ertuğrul tarafından topla batırılmıştı. O günden bu yana, sular altında unutulan Paris 2, dalış tutkunları için adeta bir zaman kapsülü haline geldi.
BİR ZAMANLARIN GÖRKEMLİ GEMİSİ
Paris 2, 1917 yılında savaşın gölgesindeki Fransız gemisi, Mustafa Ertuğrul'un komutasındaki topçu birlikleri tarafından, Antalya Kemer yakınlarında sessiz sedasız sulara gönderildi. Geminin yüzeyine ulaşıldığında, 6 uçaksavar topu ve 2 torpil kovanıyla donatıldığı ortaya çıktı. Paris 2, bir savaş aracı olmanın ötesinde, ziyaretçilerine zamanın hikayesini anlatan bir tanığa dönüştü.
BİR DALIŞIN ÖTESİNDE
Paris 2 batığı, tecrübeli dalıcılar için adeta bir müze gibi. Gemideki sağlam kısımlara girilebilmek, tarihle iç içe geçmiş bir deneyim sunuyor. Torpidolar, karolar, kaptan köşkü ve tüfek mevzileri gibi ekipmanlar, ziyaretçilere geminin geçmişiyle bütünleşme fırsatı tanıyor. Ancak zamanla aşınan gemi, su altında 100 yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürüyor ve bu süreçte bazı deformelere uğramış durumda.
KAYBOLAN HAZİNE
Ne yazık ki Paris 2 batığı, zaman içinde kaybolmaya mahkum. Araştırmacılar, gemideki bazı objelerin kaybolduğunu ve ziyaretçilerin anı olarak hatıra niyetiyle eşyalar aldığını belirtiyor. Gemi, korunmadığı takdirde hem doğal aşınma hem de insan eliyle yaşanan tahribatla yitirilebilir. Meraklı dalgıçlar, bu muazzam gemide hatıra fotoğrafları çektirirken bir yandan da gemideki tarihi eşyaların yok olma sürecine katkıda bulunuyor.
Paris 2, sular altında sessiz çığlıklarıyla, bir zamanların gözde gemisi olmanın ötesinde, bir hüzün hikayesini anlatıyor. Dalış tutkunları, bu batık hazinesini keşfederken aynı zamanda ona saygı göstermeli ve onun hassas dengeyi koruma mücadelesine tanıklık etmelidir. Zira Paris 2, basit bir batık değil, unutulmaya yüz tutmuş bir geçmişin dokunaklı anıtıdır.