Antalya Yaşam Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Fatma Üncü, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü kapsamında yaptığı açıklamada, hastalığın yaşlılıkla karıştırılmasının ciddi sonuçlara yol açtığını söyleyen Dr. Üncü, “El titremesi hafife alınmamalı, erken tanı hayat kurtarır” dedi.
‘TANI ALMADAN YAŞAYAN ÇOK HASTA VAR’
Parkinson’un ileri yaşta sık görülen bir hastalık olduğunu belirten Dr. Üncü, hastalığın toplumda yeterince bilinmediğini ifade ederek, “70 yaş üzerindeki bireylerde görülme oranı yaklaşık yüzde 1, 80 yaş üstünde ise bu oran yüzde 3-4’e kadar çıkıyor. Ama bu kadar yaygın olmasına rağmen birçok hasta tanı almadan yaşıyor. Çünkü belirtiler yaşlılığa yoruluyor” dedi.
PARKİNSON NASIL ANLAŞILIR?
Parkinson hastalığı’nın dopamin üreten beyin hücrelerinin zamanla azalmasıyla ortaya çıkan ve genelde el titremeleriyle kendini gösteren bir hastalık olduğunu belirten Üncü, “Her titreme Parkinson değildir. Özellikle tek elde başlayan, istirahat hâlindeyken artan titremeler Parkinson’a işaret edebilir. Bunun yanında hareketlerde yavaşlama, mimiklerin azalması da sık görülür” dedi.
‘SPESİFİK BİR TEST YOK, MUAYENE ŞART’
Hastalığın tanısında kullanılan özel bir kan testi ya da görüntüleme yöntemi bulunmadığını belirten Fatma Üncü, teşhisin tamamen klinik bulgulara dayandığını ifade etti. Üncü, “MR ve kan tahlilleri başka nedenleri dışlamak için yapılır ama Parkinson tanısı nörolojik muayene ile konur. Bu yüzden erken belirtileri olan hastaların vakit kaybetmeden nörolojiye başvurması çok önemli” dedi.
‘TANI KONAR KONMAZ TEDAVİYE BAŞLANMALI’
Parkinson’un kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Dr. Üncü, tedavide amaçlanan şeyin hastanın yaşam kalitesini korumak olduğunu söyleyerek, “Hastalığın temelinde dopamin eksikliği var. Biz bu azalan dopamini yerine koyuyoruz. Tanı konar konmaz ilaç tedavisine başlıyoruz. Bu tedavi ömür boyu sürüyor ve hastaları 3 ayda bir mutlaka kontrole çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK YAŞAMI NASIL ETKİLİYOR?
Parkinson hastalığının her evresine göre farklı zorluklar yaratabildiğini ve erken evrede hastalar ilaçlarla kontrol altında tutulabilirken ileri evrede ciddi yaşam kısıtlamaları görülebildiğini ifade eden Üncü, “İleri evre Parkinson hastaları yataktan kalkmakta, yemek yemek ya da yürümek gibi en temel işleri yapmakta zorlanıyor. Pek çok hasta bu dönemde yakınlarına bağımlı hale geliyor. Erken tanı konulursa bu süreç çok daha iyi yönetilebilir” dedi.
GENÇ YAŞTA DA GÖRÜLEBİLİR Mİ?
Toplumda Parkinson’un sadece yaşlılarda görüldüğüne dair yaygın bir kanı olsa da, Dr. Üncü bu algının eksik olduğunu ifade eden Dr. Üncü sözlerini “40’lı yaşlarda bile Parkinson tanısı konan hastalarımız var. Bu vakaların çoğu genetik geçişli. Yani genç yaşta da Parkinson olabilir. Bu yüzden yaşa değil, belirtiye odaklanmak gerekir. Birçok insan titremeyi yaşlılığın doğal bir parçası olarak görüyor ama öyle değil. Bu günü hatırlamak, konuşmak ve farkındalık yaratmak çok önemli. Unutulmamalı ki Parkinson, ne kadar erken fark edilirse o kadar iyi yönetilebilir bir hastalık” şeklinde noktaladı.