Ona sorduğum soruyu biraz düşündükten sonra, 'Aklıma başka bir çözüm gelmiyor, çünkü en mantıklısı bu' dedi.

Öğlen kahvelerimizi içip, işlerimize doğru yola çıktık.Sohbetin geneline baktığımda, ona göre tek çözüm,pratik olmasa da mantıklı olandı. Kolay çözüm olmayabilirdi ama başka yol, ihtimal dahi değildi.

Peki ya şuan 'en mantıklı olmayan' ihtimal, en mükemmel ve en yaratıcı çözümse? Acaba neydi onun başka alternatif düşünmesini engelleyen?

Çözüm aradığı konu, en iyi bildiği konuydu aslında. Yıllarca bunun için okumuş, bir sürü alternatif eğitimlerle desteklemiş, şuan oturduğu koltuğa gelene kadar bolca emek vermiş. Krizlerini yönetmiş, yeni bağlantılar sağlamış, ekipler kurmuş, eğitmiş, mükemmele yatırım yapmıştı.

Bu konuyu bana böyle uzun uzun düşündürten ise bir başka dostumun yakın zamanda benzer bir süreçle karşılaşmış ve sorunsuz, bir de üstüne keyifle süreci aşmış olmasıydı. Konuya daha az hakimdi,öğrenilmiş, defalarca tecrübe edilmiş kalıp bilgileri ve kural setleri yoktu. En yalın haliyle, önünde bir engel vardı ve aşması gerekiyordu. Tek bildiği buydu ve bu süreçte amaca yönelik en yaratıcı çözümü planlayıp devreye sokmuştu.

Bu karar aşamalarını etkileyen bir sürü dinamik var elbette. Ancak bu konu bana öğrenmenin aşamalarını hatırlattı. Hani denir ya bir şeyin varlığından dahi haberin yoksa 'bilinçsiz-yetersizlik', bilmiyorsan ve yeni öğrenmeye başladıysan 'bilinçli-yetersizlik' seviyesindesindir. Öğrenmeye başlamış ve kullanıyorsan 'bilinçli-yeterlilik', artık bilgiyi otomatik olarak kullanıyorsan 'bilinçsiz- yeterlilik' aşamasındasındır. Belki de buna en güzel örnek, araba kullanmayı öğrenirken geçtiğimiz aşamalardır.

Şimdi tekrar dönelim benim bu iki arkadaşımın bana düşündürdüklerine. İlki çok açık ki artık bilinçdışı bir yeterlilikle konuya hakimve anda kalmaya ihtiyaç duymadan, otomatik olarak önceki verilere, kurallarave işleyişe bakıp, emsal örnekleri seçip, çözümleri eşleştiriyordu.

Diğeri ise daha az bildiği bir konuda, artıları eksileri araştırıyor ve amaca bakıyor, sonrada çekinmeden, öğrenilmiş engellerden bağımsız, alternatif çözümler üretiyordu.

Bilgi ve tecrübelerimiz, bize çoğu zaman pratik olmayı, hata payımızı minimize etmeyi, daha az yorularak daha çok şeyi profesyonel olarak yapabilmeyi sağlar. Ki bu güç, temposu yoğun hayatlarımızın önemli anahtarlarındandır. Bazen de bu gibi otomatik davranış kalıplarımız büyük resmi görmeyi, alternatif çözümler üretmeyi, yenilikçi olmayı ve özgür düşünebilmeyi engeller.

Belki de en iyi bildiğimiz konuların karar aşamalarında durup, otomatik pilotu kısa süreliğine devre dışı bırakıp, gündemimizi bilinçli yeterlilik seviyesinden de bir kez sorgulamak şaşırtabilir bizleri.