Samsun, çok eski zamanlardan beri yerleşim yeri olarak biliniyor. Tarihin derinliklerine inildiğinde, bu topraklarda ilk izlerin, yaklaşık 60.000 yıl önce Tekkeköy Mağaraları'nda ortaya çıktığı görülüyor. Bu da Samsun’a Karadeniz Bölgesi'nde keşfedilen en eski yerleşim alanı olma özelliği veriyor. O dönemde, burada yaşayan insanlar henüz mağaralarda barınıyor, avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdürüyorlardı. O zamanlarda toplumlar henüz bir arada yaşamayı tam olarak öğrenmemişti, yani toplumsal yapıları daha sonraki dönemlere göre oldukça ilkel ve dağınıktı. M.Ö. 5000-3000 yılları arasında Anadolu'nun iç bölgelerinde gelişen Kaşkalar, Samsun'un yakınlarında, Dündartepe Höyüğü'nde ilk köylerinden birini kurdu. Bu yerleşim, M.Ö. 3500'lü yıllarda kuruldu ve burada yaşayan insanlar, bakırdan aletler yapabiliyor, hayvancılık yaparak geçiniyorlardı. Aynı zamanda burada kumaş ve deri işlemeciliği gibi zanaatların da yapıldığını gösteren buluntular da mevcut. Bu eski yerleşim, daha sonra Hititler tarafından fethedildi fakat Hititlerin ardından Frigler geldi ve M.Ö. 1182 civarında şehri yerle bir etti.
Bundan sonra Samsun'un hikayesi, farklı medeniyetlerin izleriyle şekillendi. Kimmerler, Lidyalılar, Persler ve Makedonyalılar gibi büyük imparatorluklar bu topraklara egemen oldu. Her biri Samsun'u bir şekilde kendi yönetim anlayışına göre şekillendirdi. Makedonya İmparatoru Büyük İskender'in zaferleri sonrasında Samsun Makedonlar'ın eline geçti ama İskender'in ölümünün ardından bölge parçalandı ve Samsun, Pontus Krallığı'nın toprakları içine dahil oldu. Pontus Krallığı'nın önemli şehirlerinden biri haline gelen Samsun, VI. Mithridatis'in hükümetinde büyük bir imar hareketi geçirdi. Roma İmparatorluğu'nun yükselmesiyle birlikte Samsun bir kez daha büyük değişimler geçirdi. M.Ö. 63'te Romalı General Lucullus, Samsun'u Pontus Krallığı'ndan alıp Bitinya ve Pontus eyaletine bağladı. Roma'nın etkisiyle şehir, özgür bir kent oldu ve Roma İmparatorluğu'nun gücü azaldıkça Samsun'da da merkezi yönetim arttı.
Hristiyanlık, Samsun'a da erken dönemlerde ulaştı. İlk Hristiyanların izleri, 1’inci yüzyılda bu topraklarda görülmeye başlandı. 303-305 yıllarında Diocletianus'un zulmü, Samsun'da da etkisini gösterdi ancak Bizans İmparatorluğu'nun doğudaki toprakları ele geçirmesiyle Samsun, Hristiyan bir şehir olarak varlığını sürdürdü. Bu dönemde, şehir hem bir liman kenti hem de ticaret merkezi olarak önem kazandı. Sonraki yüzyıllarda, Samsun bir dizi askeri ve ticari egemenliğe tanıklık etti. 11. yüzyıldan itibaren Türkler Anadolu'ya girmeye başladığında Samsun, Dânişmendliler gibi Türk beyliklerinin topraklarına katıldı. Şehir, 13’üncü yüzyılda Cenevizlilerin etkisi altına girdi. O dönemde Samsun, önemli bir ticaret kolonisi olarak yeniden hayat buldu.
Moğol istilası sonrası Samsun'da Türk beyleri arasında hâkimiyet mücadelesi başladı. 15. yüzyılda, Osmanlılar Samsun'u fethederek şehri kendi topraklarına kattı. Bu dönemde, şehir önemli bir liman ve askeri üs haline geldi. Osmanlı döneminin ilerleyen yıllarında Samsun ekonomik olarak geriledi. Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla birlikte Samsun, 17. yüzyılda sık sık eşkıya saldırılarına uğrayarak unutulmuş bir kasabaya dönüştü. Birinci Dünya Savaşı sırasında ise Samsun, Rus İmparatorluğu tarafından bombalandı. Savaşın bitiminde şehirde Türkler, Ermeniler ve Rumlar arasında ciddi çatışmalar yaşandı. 1919'da Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nın ilk adımlarını attı. O dönemde Samsun'da başlayan direniş, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında çok önemli bir rol oynadı. 1922'de Samsun, Yunan filo saldırılarıyla bombalandı ama gösterilen direnişle şehir ayakta kalmayı başardı ve ardından şehirdeki Rum nüfusunun büyük kısmı sürgün edildi. 1923 yılında cumhuriyetin ilanından sonra Samsun bağımsız il statüsü kazandı.
PEKİ, SAMSUN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Eskiden, bu topraklar Amisos adıyla biliniyordu. Yunanlıların bölgeye gelmeden önce halkın kullandığı bu isim, zamanla Yunan etkisiyle ilişkilendirildi ama günümüzde yapılan araştırmalar, Amisos adının aslında Yunanlılardan çok daha önce bölgenin yerli halkı Palasklar tarafından kullanıldığını ortaya koydu. Roma İmparatoru Pompeius, M.Ö. 64 yılında bu şehre geldiğinde, şehri Pompeiopolis olarak adlandırdı ama bu ad bir türlü kalıcı olmadı. Şehir, yıllar boyunca Amisos adıyla anılmaya devam etti. Türkler, bu topraklara egemen olduktan sonra 12. ve 13. yüzyıl kaynaklarında Samisun ve Samsun adını kullanmaya başladı. O dönemde Batı’daki yazılı kaynaklarda ise şehre Sampson deniliyordu. Birçok tarihçi, Samsun ve Sampson adlarının eski Amisos isminin zamanla değişime uğramış hallerinden geldiğini söylüyor. Osmanlı döneminde şehir, Samsun olarak anılmaya başlandı fakat bu dönemde Canik adı, bölgenin sancak ismi olarak daha çok öne çıktı. Samsun şehri, Osmanlı yönetimi altında, hem ismiyle hem de idari yapısıyla zaman zaman farklı kimliklere büründü. Sonunda, Cumhuriyet döneminin idari reformları ile Samsun, vilayet statüsüne kavuştu ve bu eski toprakların adı hem halk arasında hem de resmi kayıtlarda Samsun olarak kullanılmaya devam edildi.