Turizmci ne yapacağını şaşırdı. Türkiye’ye ve özellikle Antalya’ya gelen turist sayılarına baktığında rekorlar görülüyor. Ancak otellerin fiyatları da hiç de ucuz değil. Hatta yerli turist için oldukça pahalı. Ama gel gelelim karlılık eski günlerdeki gibi değil. Karları her geçen gün eriyor.

Turizm sektörü, 2024 yılında Türkiye’nin ve özellikle Antalya’nın yıldızını parlatmaya devam etti. Gelen turist sayıları rekor seviyelere ulaştı. Avrupa, Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri ve Orta Doğu’dan gelen turistler, Türkiye’yi huzurlu bir tatil destinasyonu olarak tercih ediyor. Ancak sektörün genel başarısının arkasında, çözülmeyi bekleyen ciddi ekonomik ve yapısal sorunlar yatıyor.

Turizm sektörü, çoğunlukla yabancı turiste hizmet veriyor ve bu da sektörün döviz bazlı gelir elde etmesini sağlıyor. Ancak burada önemli bir paradoks ortaya çıkıyor: turizmci döviz kazanıyor ama hemen hemen tüm giderlerini Türk lirası cinsinden yapıyor. Bu durum, döviz kurlarının baskılandığı ve enflasyonun hızla yükseldiği bir ekonomik ortamda, turizmcinin gelir-gider dengesini sarsıyor.

Her yıl artan enerji ve personel maliyetleri, kar marjlarını ciddi anlamda düşürüyor. Enerji maliyetlerini düşürmek için bazı oteller güneş enerji santralleri (GES) gibi yenilikçi yatırımlara yöneliyor. Ancak bu yatırımları yapmak için gerekli sermayeye sahip olmayan çok sayıda işletme, maliyetler karşısında çaresiz kalıyor.

PERSONEL KRİZİ
Turizm sektöründe, personel bulmak her geçen yıl daha zor hale geliyor. Çalışanlar genellikle sadece yaz sezonunda, altı ay boyunca çalışıp, kalan altı ayın gelir ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Bu nedenle, sürekli bir iş ve daha öngörülebilir bir gelir arayan personel, turizm sektörünü terk ederek farklı alanlara yöneliyor. Bu durum, sektörün insan kaynağı sorununu daha da derinleştiriyor.

KARLILIKLAR ERİYOR, OTELLER EL DEĞİŞTİRİYOR

2024 yılında, 100’den fazla otel el değiştirdi. Bu trendin, döviz kurlarındaki baskı ve yüksek enflasyonun devam etmesi halinde, 2025 yılında da süreceği öngörülüyor. Artık turizm dışından gelen yatırımcılar, düşük kar oranları nedeniyle sektörün dışına çıkıyor. Turizm konusunda uzman olan işletmeciler içinse bu durum, hem bir tehdit hem de bir fırsat yaratıyor. Turizmi bilen ellerde sektörün daha sürebilir bir geleceğe sahip olması mümkün.

HÜKÜMETİN ROLÜ
Turizm sektörü, sadece özel sektörün gayretiyle yükselemez. Hükümetin sektörü desteklemek için döviz kuru politikasını gözden geçirmesi, enflasyonu dizginlemesi ve turizmcilere mali kolaylıklar sağlaması şart. Aksi halde, hem yeni yatırımlar hem de mevcut otellerin yenilenmesi gibi çalışmalar ciddi anlamda yavaşlayabilir.

Turizm, Türkiye’nin ekonomisinde çok önemli bir yere sahip. Ancak bu sektörün kalıcı başarısı için sadece gelen turist sayısına değil, sektörün ekonomik sürdürülebilirliğine de odaklanmak gerekiyor. Turizmci ikilemden kurtulmak ve yoluna kararlı bir şekilde devam edebilmek için hükümetin destekleyici politikaları ve sektörün yapısal reformları bir an önce hayata geçirilmelidir. Dileriz ki turizmde yakalanan bu ivme süreklilik kazanır ve sektör, geleceğe daha sağlam adımlarla ilerler.