Konyaaltı ilçesine Uluç Mahalle Muhtarlığında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Biz de Varız' başlıklı etkinlik düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak Avukat Güler Yılmaz Birol katıldı.
ŞİDDETİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI ELE ALINDI
Etkinlikte, kadına yönelik şiddetin temel nedenleri, şiddetin fiziksel, psikolojik, ekonomik ve sosyal boyutları ile toplumda yerleşik cinsiyet rollerinin bu süreç üzerindeki etkileri tartışıldı. Avukat Birol, özellikle şiddet döngüsünün nasıl kırılabileceğine dair bilgiler verirken, kadınların karşılaştıkları hak ihlalleri karşısında izleyebilecekleri hukuki yollar hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Kadınların, yaşadıkları şiddeti dile getirmekte karşılaştıkları toplumsal baskılar ve öğrenilmiş çaresizlik kavramı da etkinliğin önemli başlıkları arasında yer aldı. Şiddet mağduru kadınların psikolojik durumları, maruz kaldıkları manipülasyon ve korkunun karar alma süreçlerine etkileri üzerinde duruldu.
HUKUKİ SÜREÇLER VE DESTEK MEKANİZMALARI ANLATILDI
Etkinlikte, Türkiye’de yürürlükte olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında sunulan koruma ve destek mekanizmaları katılımcılara anlatıldı. Birol, şiddet mağduru kadınların başvurabileceği hukuki yolları detaylandırarak, Alo 183 Sosyal Destek Hattı, ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) ve sığınma evleri gibi kurumların sağladığı hizmetler hakkında bilgi verdi. Ayrıca, kadınların hukuki haklarını daha iyi bilerek bu süreçleri daha etkin bir şekilde yönetebilecekleri vurgulandı.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM İÇİN FARKINDALIK ÇAĞRISI
Etkinliğin sonunda, kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğu, bu nedenle toplumun her kesiminin mücadeleye destek vermesi gerektiği vurgulandı. Avukat Güler Yılmaz Birol, kadınların haklarını bilmelerinin ve hukuki yolları kullanmalarının, şiddetle mücadelede önemli bir adım olduğunu belirtti. Katılımcılardan gelen sorular doğrultusunda, kadınların haklarını koruyabilmesi için yapılması gerekenler ve toplumsal dönüşümün nasıl sağlanabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Etkinlik, kadına yönelik şiddetle mücadelenin sadece mağdurların değil, tüm toplumun sorumluluğunda olduğu mesajıyla sona erdi.