1979 yılında dayısının verdiği böbrek ile yeniden hayata tutunan ve 1994 yılında kurduğu Akdeniz Böbrek Hastalıkları ve Organ Nakli Sosyal Yardımlaşma Derneği (AKBÖHONDER) ile şimdiye kadar sayısız insanın böbrek bularak yeniden hayata tutunmasına aracılık eden Mehmet Şahan, 33 yıldır kullandığı böbreği iflas edince bugünlerde diyalize giriyor. Şahan, uygun kadavradan bulunacak yeni bir böbrek ile yeniden sağlıklı günlere dönmenin özlemini kuruyor.
'YAŞAMA ŞANSIM ÇOK AZDI'
1956 yılında Kayseri'de dünyaya gelen Mehmet Şahan, 1974 yılında Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde devlet memuru olarak çalışmaya başladı. Çocukluğundan itibaren futbola merakı olan Şahan, meşin yuvarlağın peşinden koştuğu bir gün bayılarak hastaneye kaldırıldı. Burada yapılan tahlillerin ardından Şahan'ın böbreklerinin iflas ettiği anlaşıldı. Gençliğin verdiği hisle o dönem doktorların söylediklerini pek dikkate almadığını belirten Şahan, ''1 yıl sonra yeniden yolumuz doktora düştü. Bu sefer komaya girmişim. Vücudumun her yerini intihap kaplamış. Doktorlar yaşama şansımın az olduğunu söyledi. İki yolum vardı. Ya diyalize girecektim ya da böbrek nakli olacaktım'' dedi.
'AMELİYAT ETMEK İSTEMEDİLER'
O dönem toplum baskısının etkisiyle 3 kardeşinin de böbreğini vermek istemediğini anlatan Şahan, sözlerine şöyle devam etti: ''9 ay diyalize bağlı yaşadım. 22 yaşındaydım ve daha gençliğimin baharındaydım. Bir gün köyde çobanlık yapan dayım haber yollamış. Hani köylü insanına cahil, iş bilmez derler ya. İşte o kesimden bir insandı dayım. 'Ben yeğenime böbreğimi veririm. O, okumuş biri, bu devlete daha çok hizmeti olacak' demiş. Çıktı, geldi hastaneye. Tahliller yapıldı ve böbreğin yüzde 38 uyumlu olduğu sonucuna ulaşıldı. Doktorlar, bu böbreği vücudumum kabul etmeyeceğini ve bir yararının olmayacağını söylediler ve ameliyat etmek istemediler.''
1979'DA NAKİL GERÇEKLEŞTİ
O dönem Amerika'da eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye dönen ve Ankara Üniversitesi'nde çalışmaya başlayan, bugün Akdeniz Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu'nun kendisini ameliyat etmeyi kabul ettiğini anlatan Şahan, ''3 ay süren kontroller sonrası 1979 yılında Ankara Üniversitesi'nde gerçekleştirilen başarılı bir ameliyatla nakil gerçekleşti. Nakilden sonra yeniden hayata döndüm. Bana, sen ölürsün diyen tüm doktorlar öldü ama ben hala yaşıyorum. Tıp bende yanıldı. 33 yıl boyunca o böbrekle gayet sağlıklı bir hayat sürdüm. Dayım ve Tuncer hocam sayesinde gerçekleşti bu'' diyerek sözlerini sürdürdü.
'UYGUN BÖBREĞİ BEKLİYORUM'
Nakledilen böbreğin 33 yıl sonra görevini yerine getirememeye başlamasıyla yeniden diyalize girmeye başlayan Şahan, ''Ben 2 hayatı da yaşadım. Hem nakilli oldum hem diyalize girdim. Her ikisinin de rahatlığını ve zorluklarını biliyorum. Böbreğim, bir süredir görevini yerine getirmiyor ve haftada 3 gün diyalize giriyorum. Çoğu insan böbreğimin attığını bilmiyor. Kurduğumuz dernekle binlerce insanın hayatını kurtardık. Şimdi kadavralardan çıkacak uyumlu bir böbrek bekliyorum. Ancak benim şöyle bir düşüncem var. Allah önce ihtiyaç sahiplerine versin sonra bana versin. Çünkü ben bu hayatı yaşadım. Diyalize severek giriyorum. Zor ama o benim şu an hayat kaynağım. 33 sene rahat bir yaşam sürdüm. Dayım olmasaydı ben çoktan ölmüştüm. Ama 2 çocuğum oldu. 2 tane torunum var. Biz bir aile olduk. O küçümsenen çobanın böbreğiyle koca bir aile kurdum'' dedi.
'AMACIMIZ HAYAT KURTARMAK'
1994 yılından kurduğu AKBÖHONDER ile sayısız insana umut olan Şahan, dernek hakkında şunları söyledi: '''Benim için büyük önemi olan ve bana yeni bir hayat bağışlayan Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu'nun tayini 1986 yılında Akdeniz Üniversitesi'ne çıkınca bende atladım Antalya'ya geldim. Tayinimi buraya aldırdım. O günden bu yana Antalya'dayım. Nakilden sonra yalnız kendimi düşünmedim. Benim gibi olanları düşündüm. Onların sesini duyurmak için AKBÖHONDER'i kurdum.Ben buraya geldiğimde bugün Atatürk Devlet Hastanesi olarak bildiğimiz eski SSK'da ve Akdeniz Üniversitesi'nde diyaliz merkezi vardı. O zaman toplasanız böbrek hastası 30 kişi ya vardı ya yoktu. Ancak bugün Antalya'da 2 bin böbrek hastası var. Yani sürekli çoğalıyoruz. Bu artık bir devlet sorunu. Hepimize görev düşüyor. AKBÖHONDER, olarak bizde üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Şehir dışından gelen hastalarımıza ve yakınlarına yol gösteriyoruz. Kullanılmayan ilaçları toplayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Yine kullanılmayan kıyafetleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Amacımız yarınlara umut olmak. Amacımız bir hayat kurtarmak' dedi.
'NAKİL DOĞRU ANLATILMALI'
Türkiye'deki nakil konusuna bakış açısının son yıllarda değiştiğine dikkat çeken Şahan, bu bilinç seviyesinin hala yeterli olmadığını belirtti. Siyasilerin bu konuda daha fazla çalışma yapması gerektiğini söyleyen Şahan, sözlerini şöyle sonlandırdı: ''İnsanlarda hala karanlık düşünceler var.. Antalya milletvekilleri, belediye başkanları organ nakli konusunu daha fazla ele almalı ve insanları teşvik etmeli. Türkiye'de 80 bin böbrek hastası var ve buna her yıl 5 bin kişi ekleniyor. Önlem alınmazsa ve nakil doğru anlatılmazsa iş korkunç bir noktaya ulaşacak. Seminerler verilmesi lazım. Aileleri eğitmek lazım. En azından 6 ayda bir kontrol yapılmalı. Böbrek hastalığı sinsi bir hastalık. Türk halkı duyarlıdır. Bu iş doğru anlatıldığında organ bağışı artacaktır. Ayrıca hasta yakınları da çok fazla sıkıntı çekiyorlar. Bir nakil gerçekleştiğinde hasta en az 3 ay hastanede kalıyor. Hasta yakınları ev tutmaya kalksa kiralar ateş pahası. Büyükşehir Belediyesi ve Kepez Belediyesi'nin hasta yakınları için inşa ettiği yerler var ancak onlar yetersiz gelmeye başladı. Başkanlarımızın bu konuda bir şeyler yapmasını bekliyoruz.''
(Abdullah ÖZKAN)