Bugün asgari ücret ve birçok iş kolunda beklentinin de altında ücret alan iş gücü ve çalışanların özellikle yerel yönetimlerce uygulanan indirim, ücretsiz ve bedel ödemeden sunulan hizmetlere hasret kaldığına biten bir kurban bayramında daha şahit olduk. Denize kıyısı olan büyükşehir belediyeleri vapur, metro ve otobüsleri ücretsiz yaptı. Kendisine bağlı işletmelere ait işletim yerlerinde girişler ücretsiz yapıldı. Antalya'da da otobüsler ve tramvay ücretsizdi. Ulaşımda vatandaşın menfaatine yapılan bu uygulamalar sonucu da adeta bu kanala hücum edildi. Bir otobüs biletinin bile vatandaşa destek olduğu ortaya çıktı

Sadece ulaşımda sağlanan bu fırsat, indirim, ücretsiz verilen hizmetler birkaç gün olsa bile vatandaşın cebinde hatırı sayılır bir kar sayıldı. Dört, beş kişilik bir ailenin üç dört günlük ulaşım bedelinin cebinde kalması ay sonunu ya da o haftayı harcamasız geçirilmesi artı hanesine yazıldı, para cepte kaldı. Sadece bu. Düşünün bir emeklinin maaşının hatırı sayılır bir seviyeye getirilmiş olmasını, ulaşımın ücretsiz yapıldığını, vergi indirimi ve doğa gaz gibi devletin sunduğu hizmetin de vatandaşa ücretsiz verildiğini. Vatandaş o zaman benim maaşım niye az demez. Sendika hükümet ne derse verilene razı olur, miting ve ücretlere zam konusunda yürüyüşler yapılmaz. Yani hayatı kolaylaştırıcı davranışları devlet vatandaşa sağladığında aslında bir sorun yok. Örneğin alektrik giderlerinde ona, buna, şuna ötedeki berideki kesintilerin hepsine son verse sadece harcadığımız sarfiyatın bedeli ödenmiş olsa kim ne diyecek?

Hele hele akaryakıtta şamar oğlanına dönen uygulamada zırt pırt sabah akşam zam ertesi gün ağıza bal çalınan şekilde indirimler ile hiç uğraşılmadan standart bir seviyede yıl boyunca akaryakıt fiyatları aynen devam etse devlet bunları sübvanse ederek vatandaşın yaşam standardına katkı verse?

Yani bunlar olması mümkün mü? Büyük Türkiye'de bugünün güçlü Türkiye'sinde mümkün. Ancak ne hikmetse, bayram sonrası yine vatandaşın cebinden çıkacak ulaşım bedeli, artan akaryakıt bedeli, yükseltilmeyen yaşam standardının altında ezilen emeklinin maaşı yine eriyip yok olup gidecek. Yani kapayın gözlerinizi ÖTV'nin kaldırıldığını, KDV'nin düşürüldüğünü, maaşların Avrupa standartlarında olup vatandaşın yurt dışına tatile gidebildiğini. Bunlar mümkün! Ancak her ne hikmetse her defasında çalışanın cebinde olan bir ekonomi yönetim anlayışı maalesef refah ve müreffeh bir yaşam sürme arzusunu hayal eden vatandaşın düşlerinde kalan yüzlerde sadece bir ümit tebessümüdür. Yani şöyle düşünmekte ülke insanı;keşke her gün bayram olsa!

Not: Her günü bayram yaşatmayı hedef bilen yöneticilere yönetenlere selam eder geçmiş bayramlarını kutlarım.