Cudi,
Bu gün, otuzlu yaşlardaki kuşağın hainin, alçağın, kahpenin, teröristin ini olarak bildiği dağ!
Oysa, bizim Güneydoğu'daki topraklarımızda Şırnak ve Cizre'yi kucaklayan Cudi' nin bu gün unuttuğumuz başka bir özelliği var. Bir rivayete göre, Nuh tufanından sonra Cudi'ye Nuh'un gemisi oturmuş ve burasını kutsal kılmış.
İşte terörün gölgesinde kalan bu kutsal topraklardaki Cudi dağının doğusunda bulunan gemi şeklindeki mescide , Müslümanlar, Hristiyanlar, Sünyaniler her Temmuz ayının ilk haftasında , gelerek ibadet eder, hayvanlar keser, yemekler yaparlarmış. Bütün inançlar ve bütün milletler tüm düşmanlık ve kan davalarına ara vererek bir araya toplanırlarmış.
Anadolu topraklarında tıpkı Kudüs gibi üç semavi dinin kutsal kabul edildiği Cudi'de üç dinin mensupları ayrı ayrı değil bir arada hac yaparlarmış.
Terörün gölgesinde güzelliklerini artık göremediğimiz, kimi tarihçileri göre kutsallığı Kudüs'ten eski olan Cudi'ye bakarken bunları düşündüm.
Peki ya şimdi;
Önceki gün Büyükşehir Belediyesinin Gönül Köprüsü Projesi kapsamında Antalya’nın yardım elini uzattığı kardeş şehir Şırnak'a gittik.
Şırnak/Cizre...
Terörden büyük yara alan büyük yaralar açan bu iki yerleşim yerinde bu günlerde birisinin 'merkez' olma tartışmaları sürse de asıl acı asıl sorun başka!
Terör bu topraklarda insan hayatını, suçlu masum ayırmadan, çoluk çocuk, genç yaşlı gözetmeden her şeyi hedef almış.
Kan dökmekte tereddüt etmemiş.
Toplumsal huzuru dağıtmış,
Aileleri yok etmiş, ekonomiyi bitirmiş.
Bıçak kemiğe dayanmış. Bölge halkı devletin yanında yer almış. Hendekleri devlete teslim etmiş. Terör örgütüne sempati azalmış.
Devlet de Şırnak ve Cizre'yi yeniden inşa etmeye başlamış.
Bu nokta'da başlatılan 'Gönül köprüsü' projesiyle Antalya Şırnak'a yol yapıyor, su götürüyor.
Bu güne kadar 15 milyonun üzerinde yatırım yapılan bölgede asıl yapılmak istenen Türk/Kürt kardeşliğinin pekiştirilmesi.Ülkenin doğusuyla batısıyla huzur içerisinde yaşaması.
Başkan Türel, Cizre'de yaptığı toplantısında doğruyu söyledi;
'Ben bu milletin bekası için çalışıyorum. Yaptığım işlerin hiçbirinde de siyasi hesap yapmadım. Huzur ve barış olmazsa Antalya da olmaz. Şırnak da olmaz'...
.....
Antalya'da oturup siyaset yapmak kolay.
Güneydoğu gerçeklerini yerinde görmeden, o bölgenin halkı ile aynı sofraya oturmadan, oranın insanına dokunmadan eleştiri yapmak kolay.
Zor olan anlamak!
Zor olan;
Dağdaki hainle, devletin güvenlik güçleri arasında kalmış, ne yapacağını bilmeyen insana, insanlığa sahip çıkmak.
Zor olan;
Evine gitmek için dört kontrol noktasından geçen, silahların gölgesinde büyüyen çocukları. Anneleri, kadınları, erkekleri anlamak.
İşte Başkan Türel ve ekibi bu gün gerçekleştirmeye çalıştıkları bir projenin yansımalarını görmek için o kutsal topraklara gittiler.
Güvenli olmayan dağlara bölgeye su götürmek için çıkan ASAT ekibinin bunları yaparken halkla nasıl kaynaştığını gördük.
Türel ve ekibinin halkların kardeşliğini nasıl inşa ettiklerine şahit olduk.
Menderes Türel Şırnak/Cizre'ye giderken Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü İdil'e hareket etti.
Biz bu insanların kendi şehirlerinden yüzlerce kilometre ötesindeki insanlara hizmet etmenin gözlerindeki sevinci gördük.
Anlamak lazım...
...
Umarım o kutsal topraklara önümüzdeki Temmuz'da bir daha giderim.
Ve umarım, insanlığını hatırlar insanoğlu ve kan dökmeye son verir. Cudi dağındaki o mescitin kalıntılarında kurtuluş gününü kutlar, Hristiyanı, Müslümanı, Süryanisi, Yahudisi, Türk'ü, Kürt'ü bir dünya sofrasının etrafında toplanırız.