Bademağacı bir zamanlar Antalya’nın en gözde yaylalarından biriydi. Sıcak yaz aylarında tercih edilen Bademağacı’nın nüfusu belediyelik olacak kadar artmıştı o yıllarda. Büyükşehir Yasası çıkınca belediye kapatıldı. Fakat Bademağacı’nı yavaş yavaş öldüren başka bir illet var: Çimento fabrikası. Son zamanlarda bu fabrikanın kapasitesini 3 kat daha artırmaya çalışıyorlar. Bölge halkı isyanda… 2001 yılında kurulan fabrika aslında komşu köy Kızılkaya’da… Kızılkaya Burdur’un Bucak ilçesine bağlı. İki adım attığınızda Antalya Döşemealtı sınırlarındaki Bademağacı’na geçiyorsunuz. Tam sınırda iki köy yani. Fabrika Kızılkaya’da, ama kullandığı hammadde Bademağacı’nda. ‘Klinker’ denilen bir hammadde bu… Yüzde 30 kil, yüzde 70 kalkerden oluşan iri taneli bir malzeme. Çimento bundan yapılıyor.

İNSANLAR KAÇIYOR

Bademağacı’nın kuzeyinde bir zamanlar Gölcük Ovası vardı. “Bu ova artık kalmadı, dağ bitti” diyor Bademağacı’nın son belediye başkanı Bekir Akyol. Bademağacı 23 yıldır toz yutuyor. “Sabah kalkıyoruz, evlerimizin, ağaçlarımızın, yiyeceğimizin, içeceğimizin, arabamızın, çiçeğin, böceğin üstü bir parmak toz” diye yakınıyor Bademağacı insanı. Yöre halkının söylediğine göre, fabrika filtre çalıştırmıyor. Toz, olduğu gibi Bademağacı’nın üstünde. Hastalıklar arttı. Eskiden Antalya’nın en çok tercih edilen beldelerinden biri olan Bademağacı son yıllarda boşalıyor. O yıllarda buraya ev yaptıranlar artık gelmez oldu. İnsanlar kaçıyor Bademağacı’ndan. 

FİLTRELER ÇALIŞTIRILMIYOR

Bademağacı’nda belediye başkanlığı yaptığı dönemde bir heyet getirdiğini, rapor hazırlattığını, ama sonuç alamadığını söyleyen Bekir Akyol, “Antalya Valiliğinden olumsuz cevap aldık. ‘Fabrika Kızılkaya’da olduğu için sınırımız dışında’ denildi. Bunun üzerine Burdur Valiliğine başvurduk. Hemen filtre takıldı, ölçümler yapıldı. Filtre çalıştığı için partiküllere rastlanmadı, temiz dendi. Temiz raporu çıktıktan sonra da filtreyi iptal ettiler. Geçen yıl CHP Milletvekili Cavit Arı geldi, konuyu meclise taşıdı. Yine filtre taktılar. Ses çıkarttığımız zaman filtre takılıyor, sonra çıkartılıyor” diye özetliyor durumu. 

ÇED TOPLANTISINDA İSYAN ÇIKTI

Geçtiğimiz Cuma günü de Bademağacı’nda bir toplantı vardı. Kapasiteyi 3 kat daha artırmak için başvuran AS Çimento yetkilileri Bademağacı ve Kızılkaya köylülerini topladı. Çevre Müdürlüğü yetkilileri, fabrika yöneticileri ve ÇED raporunu hazırlayan firmanın temsilcileri vardı toplantıda. “Eskiden 1 toz yutuyorsak, şimdi 3 yutacağız” diyen halk karşı çıktı. “Ben ilk kez halkı böyle kararlı gördüm. Herkes birleşmişti. Sağcısı, solcusu, akı, gökü kalmadı, herkes itiraz etti” diye anlatıyor. Bademağacı, Mimarlar Odası eski başkanlarından Osman Aydın’ın köyü. ANET’in eski genel müdürlerinden Ömer Apa da Bademağacı’nda yaşıyor. Yani Bademağacı’nda bir akıl heyeti var. Bu kadro Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal’ı ziyaret etmeyi planlıyor. “Mücadelemize Menderes Dal’ı da dahil edersek elimiz rahatlar” diyor ekip.

Üçkapılar’ın çeri, Işıklar’ın çöpü

Atatürk Caddesi Antalya’nın en merkezi, en yoğun caddelerinden biri… Son zamanlarda esnaf kaynaklı bir çöp sorunu aldı gitti bu cadde üzerinde. Cadde esnafı dükkanını kapatırken çöpleri tramvay yolunun kenarına bırakıyor. Saat 22.30 civarında, lokantalar, kafeler, yeme-içme mekanları kapatınca çöpler daha da artıyor. Cadde üzerindeki apartmanlarda, konutlarda, dairelerde oturan aileler ise çöplerini arka sokaklardaki çöp konteynerlerine taşıyor. Çünkü cadde Büyükşehir’in uhdesinde… Arka sokaklar ise Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı. Bu hayati bir detay: Çünkü Büyükşehir Belediyesi çöp toplamaz. Çöp toplayacak personeli yoktur.

ESNAFA ÇÖP EĞİTİMİ VERİLSİN

Çöpler ilçe belediyeleri tarafından toplanır. Onlar da Büyükşehir uhdesindeki bir caddeden sorumlu değil. Cadde üzerinde de herhangi bir çöp konteyneri yok zaten. O nedenle bölgede yaşayan insanlar çöplerini Muratpaşa Belediyesi’nin alacağı yerlere taşıyor. Esnaf ise hemen dükkanının önüne yığıyor. Oysa buraya çöp kamyonu girmiyor, o saatte çöpleri kaldıracak herhangi bir personel de yok.  Birileri şu esnafı toplayıp biraz kent kültürü, birlikte yaşama bilgisi, uygarlık, insanlık dersi versin. Belki çöplerini arka sokağa kadar taşıyıp konteynere bırakmayı öğrenirler. Halk onların çerini çöpünü çekmek zorunda değil. Uygar, çağdaş bir kente hiç yakışmıyor bu görüntüler.