‘Bugün sana ya bir ev satın alacağım, ya da yasımı tutacaksın’

Kız kardeşi Angelita’ya böyle der El Cordebes ‘Yasımı Tutacaksın’ da.

Arenaya ilk çıkışında kız kardeşine verdiği sözü yerine getirememenin karşıtı ancak ölümdür El Cordebes’e göre.

Ezilmişliğe karşı başkaldırışın arenalarda bir simgesidir El Cordebes.

Başlangıçla sonuç arasında kazanmak veya ölmekten başka bir sonuç yoktur arenaların tanrısı olacak genç boğa güreşçisi için.

Ve kazanmıştır El Cordebes.

Direnci ile onuru ile dövüşçülüğü ile kazanmıştır!

Ezilmişliğe başkaldırışın güzelliği ile kazanmıştır!

Kazanmak ile yitirmek arasında bir umutsuzluğa, karamsarlığa, hem de ölümü göze alarak, hiç bir zaman düşmemiştir arenaların bu yiğit, bu korkusuz insanı.

****

Eğer ki, yüreğinin bir yerinde bir şeyler çarpıyorsa sevgi, doğruluk, iyilik, güzellik adına.

Ve eğer ki, omuzlarının üzerindeki kafatası adı altında verilen kemik kutusunun içinde beyin taşıyor, umutsuzluğa düşmüyor, bayrağı yere düşürmüyor, kavgada safından kopmuyorsa insan; ben onu bilir, onu söylerim;

O insan, o insanlar; birer El Cordebes’tir.

Üstelik Ahmed Arif’in dizelerindeki gibi ‘Dört yanımız p.şt zulası’ iken ve de Nâzım Baba’nın dediği gibi, ‘Bir ağaç gibi tek ve hür’ yaşama bilincindeysek.

****

Kemal Tahir, ‘İnsana ihtiyacım vardı. Birisine. Benimle beraber ağlayacak birisine değil, tutunacak birisine’ der.

‘Yarınımızın ne olacağını bilmiyorduk, Gene bilmiyoruz, ama bir umut bu çocuk, Umutsuzluğumuzun umudu.’ yazmıştır Melih Cevdet Anday.

Sabahattin Ali haykırır;

‘Bende hiç tükenmez bir hayat vardı.

Kırlara yayılan bir ilkbahar gibi!’

Bob Marley'in konserlerinde slogandır;

‘Sevgi bizi karanlıkta bırakmaz, karanlıkta doğmak zorunda ışık.’

***

Yukarıdaki satırların yazarı, 68 kuşağının efsane isimlerinden, yakalandığı amansız hastalığa karşın yaşama direncini hiç kaybetmeyen gazeteci yazar, benim de ustam Okan Yüksel’dir. O’ndan, yazılarından, fikirlerinden bu gazetenin sütunlarında birçok kez söz etmişimdir.

Hastane yatağında ziyaretçilerini uğurlarken, sağ kolu hep yukarıda, yumruğu hep sıkılıdır.

Cesaret bardağı hep dolu, umudunu hiç kaybetmemiş bir devrimcidir. O’nu daha yakından tanımak, yazılarını okumak isterseniz Google’a gazeteci Okan Yüksel yazın. Yukarıdaki satırların yazarı ile tanışın.

***

Şair Can Yücel’in dün ölüm yıldönümüydü.

O’nu anlatmaya, yazmaya sayfalar yetmez.

Mutlaka yazanlar çıkacaktır.

Can Yücel’i ölüm yıldönümünde Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile aynı mücadeleye baş koymuş Okan Yüksel’in ezbere söylediği  ‘Bizim Deniz/Mare Nostrum’ adlı şiiri ile anıyorum.

‘En uzun koşuysa elbet
Türkiye’de de Devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi…

Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun sana çocuk, Aşk olsun…’

Cesaret bardağınızı dolu tutmanız dileğimle..